SOSYAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: KAVRAMSAL ÇERÇEVE, KURUMSAL YAKLAŞIMLAR VE KÜRESEL EĞİLİMLER

BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL
1. Giriş
Sürdürülebilirlik dendiğinde akla genellikle çevresel konular gelse de, sosyal sürdürülebilirlik giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Bir toplumun uzun vadede gelişebilmesi, bireylerinin refah seviyesinin korunması ve adaletin sağlanmasıyla mümkündür.
Sosyal sürdürülebilirlik, çalışan haklarının güvence altına alınmasından, toplulukların güçlendirilmesine ve etik iş uygulamalarının benimsenmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.
Günümüz dünyasında birçok şirket, sadece ekonomik kâr sağlamayı değil, aynı zamanda sosyal sorumluluklarını da yerine getirmeyi amaçlamaktadır. Bu yaklaşım, yalnızca bir etik sorumluluk değil, aynı zamanda uzun vadeli başarının da temel taşlarından biri olarak görülmektedir. Bu makalede sosyal sürdürülebilirliğin temel bileşenleri, kurumsal yaklaşımlar ve küresel ölçekteki eğilimler ele alınacaktır.
2. Sosyal Sürdürülebilirlik: Kavramsal Çerçeve
Sosyal sürdürülebilirlik, bireylerin ve toplulukların yaşam kalitesini uzun vadeli olarak korumayı ve artırmayı hedefleyen politikalar ve uygulamaları içerir. Bu kavram üç ana eksen etrafında şekillenir:
- Sosyal Adalet ve Eşitlik: Toplumun tüm bireylerine eşit fırsatlar sunulması, adaletin sağlanması ve ayrımcılığın önlenmesi.
- Topluluk Katılımı: Bireylerin karar alma süreçlerine etkin bir şekilde katılması ve toplumsal refahı artıran girişimlerin teşvik edilmesi.
- İnsan Hakları ve Etik Yönetim: İş hayatında etik ilkelerin benimsenmesi, çalışan haklarının korunması ve insan onuruna yakışır çalışma koşullarının sağlanması.

3. Kurumsal Perspektiften Sosyal Sürdürülebilirlik
Şirketler ve kurumlar, sosyal sürdürülebilirlik politikalarını hayata geçirerek topluma değer katmayı amaçlamaktadır. Günümüzde birçok kuruluş, çalışanlarının refahını artıran, etik tedarik zincirleri oluşturan ve yerel toplulukları destekleyen programlar geliştirmektedir. Kurumsal sosyal sürdürülebilirliğin temel alanları şunlardır:
- Çalışan Hakları ve Refahı: Şirketler, çalışanları için daha sağlıklı ve dengeli bir çalışma ortamı yaratmaya odaklanmaktadır. Esnek çalışma saatleri, iş-yaşam dengesi programları ve ruh sağlığını destekleyen girişimler, modern iş dünyasında önemli bir yer tutmaktadır.
- Tedarik Zinciri ve Etik Değerler: Şirketler, üretim süreçlerinde etik değerlere bağlı kalarak insan haklarını ön planda tutmakta ve adil ticaret uygulamalarını benimsemektedir. Tedarik zincirlerinde şeffaflık ve sorumluluk anlayışı, sürdürülebilir iş modellerinin merkezinde yer almaktadır.
- Topluluk Destek Programları: Şirketler, faaliyet gösterdikleri toplumlarla güçlü bağlar kurarak sosyal sorumluluk projelerine yatırım yapmaktadır. Eğitim, sağlık, sanat ve çevre projeleri, iş dünyasının toplumla bütünleşmesine katkı sağlamaktadır.

4. Sosyal Sürdürülebilirlik ve ESG (Environmental, Social, Governance) Kapsamında Değerlendirme
Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG -ÇSY) ilkeleri, şirketlerin yalnızca finansal performanslarına değil, toplumsal etkilerine de odaklanmalarını sağlamaktadır. ESG’nin “S” (Social) boyutu, şirketlerin insan haklarına duyarlılığını, çalışan refahını ve toplumla olan ilişkilerini içermektedir.
Öne çıkan bazı ESG uygulamaları:
- Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS): Şirketler, eğitim, sağlık ve çevre gibi alanlarda sosyal girişimlere destek vererek sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamaktadır.
- Adil ve Eşitlikçi Tedarik Zinciri: İşletmeler, tedarik zincirlerinde etik ve sosyal sorumluluk ilkelerini gözeterek üretim süreçlerinde adaleti sağlamaktadır.
- Çalışan Hakları ve İş Çevresi: Çalışanların çalışma koşullarını iyileştiren şirketler, daha verimli ve sürdürülebilir iş modelleri geliştirmektedir.
5. Sonuç ve Değerlendirme
Sosyal sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında yalnızca etik bir zorunluluk olarak değil, aynı zamanda uzun vadeli ekonomik ve sosyal başarının anahtarı olarak değerlendirilmektedir. Şirketler, çalışanlarının haklarını gözeten, topluluklarla güçlü ilişkiler kuran ve etik iş uygulamalarını benimseyen bir stratejiyle, sürdürülebilir kalkınmaya önemli katkılar sunabilirler.
Sosyal sürdürülebilirlik ilkesini benimseyen birçok şirket, bu anlayışın yalnızca toplum için değil, aynı zamanda iş dünyasının geleceği için de kritik bir öneme sahip olduğunu fark etmiştir. İş dünyasının bu konuya daha fazla önem vermesi, sadece etik bir gereklilik değil, aynı zamanda şirketlerin uzun vadede başarılı olmasını sağlayan temel bir stratejidir.
Kaynaklar:
-Bebbington, J., & Unerman, J. (2018). “Sustainability Accounting and Accountability”. Routledge.
-Deloitte (2023). “Meer dan alleen milieu-impact: het sociale aspect in ESG”.
-Missimer, M., Robèrt, K. H., & Broman, G. (2017). “A Strategic Approach to Social Sustainability”. Journal of Cleaner Production.
-Raworth, K. (2017). “Doughnut Economics: Seven Ways to Think Like a 21st-Century Economist”.
-UNESCO (2021). “Social Sustainability and Inclusion”.
-UN Global Compact (2021). “Corporate Social Responsibility and Sustainability”.
-ILO (2022). “Global Report on Social Justice”.
-McKinsey & Company (2023). “Employee Well-being and Productivity”. -OECD (2023). “Sustainable Business Mode