9.7 C
İstanbul
19 Nisan 2025, Cumartesi
Ana SayfaDış BasınQueens'te Bir Sığınak Bulan Çinli Müslümanlar Şimdi Trump'tan Korkuyor.

Queens’te Bir Sığınak Bulan Çinli Müslümanlar Şimdi Trump’tan Korkuyor.

Tarih:

Önerilen Yazılar

Dünya Neden Kırılma Noktasına Geldi?

UNU-EHS'nin 2025 raporu, felaketleri değil, onları doğuran sistemleri ve...

Yapay Zekâ Devrimi: Eşitsizlikle Kodlanan Bir Gelecek

Yapay Zekâ ve İnsan İşbirliği “Bazen bir devrim, sadece makineleri...

Pestisitler Ekosistemi Öldürüyor mu?

Kimyasalların Sessiz Yolu BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL Tarımda verimliliği artırma...

ABD İran’ı Vuracak mı?

Diego Garcia’dan Yükselen Sessiz Tehdit ve Nükleer Diplomasi Üzerine...

Alevlere Karşı Yapay Zekâ İşe Yarar mı?

Türkiye'de çıkan orman yangınları BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL FireSat projesi,...

By Li Yuan

Li Yuan.

New York City, Queens’in Flushing.

New York’un Flushing semtindeki bir barınma merkezinde, Çin’deki baskılardan kaçan Hui Müslümanları, seçilen başkanın iltica politikalarını sıkılaştırma vaatlerinden endişe duyuyor.

Amerikadaki Çinli müslümanlar.

Çin’in batısındaki Sincan bölgesindeki “yeniden eğitim kamplarından” sağ kurtuldular, gözaltı merkezlerinden ve psikiyatri hastanelerinden serbest bırakıldılar. Sevdiklerinin birer birer ortadan kaybolduğunu gördüler ve sıranın kendilerine ne zaman geleceği korkusuyla yaşadılar.

Sonunda, bu baskılardan kaçarak Çin’den ayrılmayı başardılar ve Amerika Birleşik Devletleri’ne ulaştılar. Bu tehlikeli yolculukta Panama’nın zorlu ormanlarıyla bilinen Darién Geçidi’ni aşarak ABD’nin güney sınırına ulaştılar.

Bu kişiler, Çin’de devlet tarafından tanınan bir etnik azınlık olan Hui Müslümanlarıdır. Çin hükümetinin İslam’a karşı sert önlemler aldığı bir dönemde, bu topluluk hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Ancak, seçilmiş başkan Donald J. Trump’ın gözaltı kampları kurma ve kitlesel sınır dışı işlemleri gerçekleştirmek için orduyu devreye sokma vaatleri, bu göçmen grubun geleceğini belirsiz hale getirmiştir. Sınır dışı edilmek, onlar için uzun yıllar hapis ya da çalışma kamplarında tutulmak anlamına gelmektedir.

“Annem burada kalmam gerektiğini söyledi,” diyor Yan, Temmuz ayında 10 yaşındaki oğlu Masoud ile birlikte Darién Geçidi üzerinden ABD’ye ulaşan bir anne. Yan, annesinin kendisine şu sözleri söylediğini aktarıyor: “Eve dönecek olursan bu, iyi bir sonla bitmez. Belki de seni ömür boyu hapse mahkûm ederler.”

Yan, Çin’de yalnızca iki çevrim içi Kur’an okuma grubuna küçük miktarlarda bağış yaptığı için telefonundaki kayıtlar incelenerek polis tarafından 15 gün gözaltında tutulmuş, ardından 20 gün boyunca bir psikiyatri hastanesine kapatılmış. Polis, onun “radikal bir dini fanatik” olduğunu öne sürerek dini teröristlere destek verdiğini iddia etmiş. Ancak Yan, kendisini dindar biri olarak görmediğini ve hatta başörtüsü dahi takmadığını söylüyor.

Çin’den göç edenlerin sayısı, ekonomik belirsizlikler ve siyasi baskılar nedeniyle hızla artıyor. Bu göçmenler arasında birçok kişi, Venezuelalılar, Ekvadorlular ve Haitililerle birlikte Darién Geçidi’ni geçerek ABD’ye ulaşmaya çalışıyor.

ABD Gümrük ve Sınır Koruma Birimi’ne göre, 2024 mali yılında ABD’nin güney sınırında gözaltına alınan Çinli göçmen sayısı 38.000’i aşarak, bir önceki yılın 24.000 olan rakamını geride bıraktı. Ancak bu göçmenlerin kaçının Müslüman olduğu hala belirsiz.

Amerikadaki Çinli müslüman göçmenler.

Ye Chengxiang, solda, sığınakta yemek yapıyor. Fotoğraf Kredisi: Ava Pellor, The New York Times.

Birçok Hui Müslümanı, Aileleriyle Birlikte Sınırı Geçiyor

Geçtiğimiz bir Cuma öğleden sonrasında, Yan ve oğlu Masoud, New York City’nin Queens bölgesindeki Flushing semtinde bulunan üç katlı bir evde toplanan 15 yetişkin ve altı çocuktan biriydi. Bu kişiler, Çin’den Amerika Birleşik Devletleri’ne yeni gelen Müslüman göçmenler için bir barınma merkezi olan bu evde kalıyordu. Her Cuma, yeni gelenlerle birlikte toplanıyor, sohbet ediyor, dua ediyor ve yaşamları, inançları ve güncel konular hakkında konuşuyorlar.

Toplantıların ardından, Kuzeybatı Çin mutfağının lezzetlerini yansıtan büyük bir yemek hazırlıyorlar: dana etli noodle, baharatlı tavuk ve buharda pişirilmiş çörekler.

Bu barınma merkezi, göçmenlere yerleşecek bir yer bulana kadar geçen ilk iki hafta boyunca ücretsiz konaklama ve yemek sağlıyor. “Müslümanların Evi” olarak bilinen bu yer, aynı zamanda bir topluluk merkezi olarak hizmet veriyor; göçmenlerin huzur bulabilecekleri ve birbirlerine destek olabilecekleri bir mekan sunuyor.

Kişisel hikayelerini paylaşıyorlar; bu hikayeler genellikle derin travma, acı ve öfkeyle dolu, diye anlatıyor sığınma merkezinin kurucusu ve finansörü Ma Ju.

Çin hükümetinin İslam’ı daha Çin merkezli bir kimliğe dönüştürme politikasına açıkça karşı çıkan bir iş insanı olan Ma Ju, Şubat 2023’te bu barınma merkezini kurmuş. O dönemde güney sınırından daha fazla Çinli göçmenin gelmeye başladığını fark etmiş. O zamandan bu yana, çoğunluğu Hui Müslümanlarından oluşan 350’den fazla kişi bu merkezde kalmış. Bununla birlikte, merkezde Uygurlar, Tibetliler ve Han Çinlileri de bulunmuş.

Buraya gelen herkes derin bir travma taşıyor.” diyor Ma Ju. “Ama bazen, maruz kaldıkları baskı ve ayrımcılığın farkına bile varamamış oluyorlar.”

Çinli müslüman barınma merkezi.
Çinli müslüman barınma merkezi.

Barınma merkezi, “Müslümanların Evi” olarak bilinir ve aynı zamanda bir topluluk merkezi olarak hizmet vermektedir. Fotoğraf: Ava Pellor, The New York Times.

Amerikadaki Hui müslümanları.

Barınma merkezi, göçmenlere iki haftalık ücretsiz konaklama imkânı sunmaktadır. Fotoğraf: Ava Pellor, The New York Times.

Hui Müslümanları

Çin’deki yaklaşık 25 milyon Müslümanın 11 milyonu Hui topluluğuna mensuptur. Hui Müslümanları, genellikle ülkenin kuzeybatısında yoğunlaşmış olsa da, Çin genelinde farklı bölgelerde de yaşamaktadır. Uygurlar, Çin’deki en büyük Müslüman grup olarak bilinir ve çoğunlukla Sincan’da yaşarlar. Ancak Hui Müslümanları, Uygurlara kıyasla Çin toplumuna daha fazla entegre olmuştur. Uygurların etnik olarak Türk kökenli olması nedeniyle Han Çinlilerinden farklı görünmesi, onları daha belirgin bir hedef haline getirirken, Hui Müslümanları fiziksel olarak Han Çinlilerine daha çok benzemektedir. Buna rağmen, İslam’a yönelik baskılar Hui topluluğunu da derinden etkilemiştir.

Çin Komünist Partisi, her türlü dini ideolojiyi potansiyel bir tehdit olarak görmekte ve bu doğrultuda sert önlemler almaktadır.

Ülke genelinde camilerin minareleri ve kubbeleri yıkılmış, Arap alfabesinin kamusal alanda kullanımı yasaklanmış, çocukların Kur’an kurslarına gitmesi engellenmiş ve daha dindar olan Müslümanlar “yeniden eğitim kamplarına” gönderilmiştir.

Sığınma merkezinde bir Cuma öğle sonrası, yemek hazırlayanlardan biri, Sincanlı bir Hui Müslüman olan Yong’du. Yong, yıllarca Sincan’ın başkenti Urumçi’de başarılı bir helal restoran işletmişti. Restoranının müşterilerinin neredeyse %90’ı Uygurlardan oluşuyordu. Ancak 2017’de hükümetin yeniden eğitim kamplarını genişletmesiyle birlikte müşterileri azalmaya başlamıştı. Bir yıl içinde müşterilerinin yaklaşık %80’inin kaybolduğunu söyledi.

Aynı dönemde, Yong’un üç amcası ve kayınbiraderi, camiye “çok sık” gittikleri ya da çocukluklarında dini okullarda eğitim aldıkları gerekçesiyle yeniden eğitim kamplarına gönderilmişler. Annesi ise evde başörtüsü takarken görülmesinin ardından yerel polis tarafından sorgulanmak üzere merkeze götürülmüş. Serbest bırakılmadan önce, bir daha asla başörtüsü takmayacağına dair yazılı bir taahhüt imzalaması istenmiş. Bu olaylar, Yong’un ailesine ve çevresine yönelik baskıların ne denli yaygın olduğunu gözler önüne sermektedir.

ma ju

Ma Ju, bir iş insanı, Şubat 2023’te bu barınma merkezini kurmustur. Fotoğraf: Ava Pellor, The New York Times.

“Eşimle birlikte o dönemde sürekli bir korku içinde yaşıyorduk.”

“Eşimle birlikte o dönemde sürekli bir korku içinde yaşıyorduk.” diye anlatıyor Yong. “En ufak bir hata bile bizi ciddi bir tehlikeye sürükleyebilir diye hissediyorduk.” Yong ve eşi, 2023 yılının Mayıs ayında Darién Geçidi’ni aşarak Amerika Birleşik Devletleri’ne ulaşmıştır. Şu anda Yong, Queens’te ambulans şoförü olarak çalışmakta, eşi ise New York City’de bir helal restoranda çalışmaktadır.

Bu yazı kapsamında görüşülen pek çok kişi, Çin’de kalan ailelerinin yetkililer tarafından taciz edilmesinden ya da daha ağır yaptırımlarla karşılaşmasından korktukları için yalnızca isimlerinin kullanılmasını talep ettiler.

Sığınma merkezindeki diğer aşçılardan biri, Çin’in kuzeybatısında yer alan Qinghai eyaletinden gelen Hui Müslümanı Ye Chengxiang’dır. 2017 yılında, Ye’nin doğduğu kasabadaki caminin minaresi yetkililer tarafından yıkılmıştır. 2022 yılında ise Ye, Çin hükümetinin Arap alfabesini yasaklama kampanyası çerçevesinde işlettiği restorandaki “helal” tabelasını kaldırmaya zorlanmış.

43 yaşındaki Ye, ailesinin yaşlı üyelerinin geçmişte yaşadığı trajik olayların hikâyeleriyle büyümüş ve bu nedenle ülkesini terk etmeye kararlı bir şekilde hazırlanmış. Ailesi için pasaport alması on yılını almıştır. 11 Aralık 2023 tarihinde, eşi ve iki genç kızıyla birlikte Darién Geçidi üzerinden San Diego’ya ulaşmayı başarmıştır.

“Yolculuk boyunca, bazen artık devam edemeyeceğimi ve hayatımı kaybedeceğimi düşündüm,” diye ifade ediyor Ye. “Ancak bu özgürlük ülkesine vardığımda, çektiğim tüm zorluklar gözüme önemsiz göründü. Her şeye değdi.”

Kasım ayında, Ye’nin eşi Sophie üçüncü çocuklarını dünyaya getirmiş. Ye, kısa bir süre önce Queens’in Rego Park semtinde diğer Müslüman göçmenlerle birlikte bir helal restoran açmıştır. Bunun yanı sıra, sığınma merkezinde kalan bir başka grup Manhattan’da bir helal noodle restoranı açmıştır.

Amerikada Çinli müslümanların restoranı.

Çinli Müslüman göçmenlerin karşılaştığı engellerden biri, domuz eti servis etmeyen restoranlar bulmaktır. Fotoğraf: Ava Pellor, The New York Times için.

“Kim korkmadığını söylüyorsa yalan söylüyordur.”

Barınma merkezinin kurucusu Bay Ma, Müslüman göçmenlerin Amerika’da yeni bir hayat kurarken çeşitli engellerle karşılaştığını belirtiyor. Örneğin, Müslümanların genellikle tüketmediği domuz eti, birçok Çin restoranında yaygın olarak servis edilmektedir. Barınma merkezinde kalan eski bir sakin, Bay Ma’nın yardımıyla bir depoda iş bulmuş ancak işin ilk gününde Han Çinli göçmenlerden oluşan meslektaşları tarafından “terörist” olarak adlandırılmış.

Bay Ma, Donald Trump’ın seçimleri kazandığı dönemde, telefonunun neredeyse bir hafta boyunca sürekli çaldığını ifade ediyor. Arayanlar endişe doluydu; çoğu İngilizce bilmediğinden, resmi bilgilere sınırlı erişim sağlayabiliyordu.

Bay Ma, bir avukatı barınma merkezine davet ederek siyasi sığınma başvurusunun önemini açıklamasını sağlamıştır. Güney sınırından Amerika Birleşik Devletleri’ne giren Çinli göçmenlerin çoğu, göçmenlik yetkilileri tarafından geçici olarak serbest bırakılmaktadır. Bu süreçte sığınma başvurusunda bulunmaları mümkündür. Avukat, mevcut yasalara göre, başvuru süreci devam ettiği sürece sınır dışı edilmeye karşı korunacaklarını belirtmiştir.

Kim korkmadığını söylüyorsa yalan söylüyordur.” diyor Yan, bekar bir anne. “Herkes gergin.” Yan, sınır dışı edilme durumunu kabullenebileceğini ancak bu durumda öğrenme güçlüğü çeken oğlunun Amerika’da kalabilmesi için onu evlatlık vermek gibi acı bir karar almak zorunda kalacağını söylüyor.

“Oğlum burada kalmalı,” diyor Yan. “Geri dönmek, onun hayatta kalma şansını tamamen yitirmesi anlamına gelir.”

Abonelik

- Özel röportajlar

- Sıcak gelişmeler

- Akademik çalışmalar

Yeni Yazılar

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz