9.6 C
İstanbul
04 Mayıs 2025, Pazar
Ana SayfaTarihOsmanlı Devleti Neden Modernleşmeye İhtiyaç Duydu?

Osmanlı Devleti Neden Modernleşmeye İhtiyaç Duydu?

Tarih:

Önerilen Yazılar

AB-Türkiye İlişkilerinde Dönüm Noktası mı?

AB Komiserleri Dombrovskis ve Kos, Brüksel’de Türkiye Maliye Bakanı...

Yağmurdan Elektrik Mi?

Yağmur damlalarını enerjiye dönüştürmek, alışılmışın dışında bir fikir. By Mehmet...

“Yeryüzü Yine Konuştu, Dinleyen Kim?”

Küçük Kıyamet: Tarih Tekerrürden mi İbaret? 10 Eylül 1509 gecesi,...

AB’nin Gerçek Sınavı: Hidrojen, Geri Dönüşüm, Adalet

AB Komisyonu’nun İklim, Net Sıfır ve Temiz Büyüme’den sorumlu...

Dünya Neden Kırılma Noktasına Geldi?

UNU-EHS'nin 2025 raporu, felaketleri değil, onları doğuran sistemleri ve...

ÖZET

Bu makale, Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyıldan itibaren gelişen modernleşme sürecini bilimsel ve tarafsız bir bakış açısıyla incelemektedir. Tanzimat ve Islahat reformlarıyla başlayan bu süreç, Sultan Abdülhamid döneminde merkezîyetçi bir modelle devam etmiş ve II. Meşrutiyet döneminde daha liberal ancak otoriter bir karakter kazanmıştır. Eğitim reformları, sanayi mektepleri, Darülfünun’un yeniden yapılanması ve taşrada eğitim ağı oluşturulması gibi yapısal değişimlerin, Cumhuriyet modernleşmesine nasıl zemin hazırladığı analiz edilmektedir. Aynı zamanda, yabancı misyoner okullarının Osmanlı toplum yapısına etkisi de değerlendirilmiştir. Çalışma, Osmanlı modernleşmesinin yalnızca Batı’yı taklit etmekten ibaret olmadığı, aynı zamanda özgün bir uyum ve direnç stratejisi içerdiği sonucuna varmaktadır.

Nizam-ı Cedid (Yeni Düzen)

By Mehmet Cömert / Brüksel

GİRİŞ

19. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu için yalnızca toprak kayıplarının yaşandığı bir gerileme dönemi değil, aynı zamanda modernleşme adı altında köklü dönüşümler için yoğun bir çaba sürecine girildiği bir evre olmuştur. Modernleşme, Batı tipi kurumların körü körüne taklidi anlamına gelmeyip, devletin çöküşünü yavaşlatacak ya da durduracak yapısal dönüşümler yapma iradesini ifade eder. Bu iradenin arkasında yalnızca siyasi elitlerin vizyonu değil, aynı zamanda uluslararası rekabetin dayattığı zorunluluklar da bulunuyordu.

Bu yazı, Osmanlı modernleşmesinin temel safhalarını, özellikle Tanzimat, Islahat, Abdülhamid dönemi ve II. Meşrutiyet süreçlerini, bilimsel bir bakışla değerlendirecek; bu sürecin Cumhuriyet’e giden yol üzerindeki etkilerini tarafsız bir şekilde analiz edecektir. Bernard Lewis’in belirttiği gibi, “Osmanlı modernleşmesi, özünde, bir uyum çabasıydı; Batı’nın askeri ve teknik üstünlüğünü kopyalayarak hayatta kalma gayretiydi” (Lewis, The Emergence of Modern Turkey).

1. Osmanlı’daki Modernleşme Dinamikleri

Modernleşme çabalarının başlangıcı, III. Selim’in (1789-1807) “Nizam-ı Cedid” reformlarına dayanır. Bu dönemde Osmanlı, Avrupa’nın artan askeri üstünlüğü karşısında eski sistemleriyle rekabet edemeyeceğini anlamıştı.

III. Selim’in kurduğu yeni ordu modeli, merkeziyetçi bir idare arayışını da beraberinde getirdi. Stanford J. Shaw’un vurguladığı gibi, “Osmanlı elitleri, Avrupalı rakiplerine ayak uydurmak için sadece askeri değil, aynı zamanda mali ve idari alanda da değişikliklere gitmek zorunda olduklarını fark etmişlerdi” (History of the Ottoman Empire and Modern Turkey).

2. Tanzimat ve Islahat Reformları

1839 Tanzimat Fermanı (Gülhane Hatt-ı Hümayunu), modernleşmenin resmileşmiş ilanı oldu. Hukukta eşitlik, mal güvenliği, askerlik hizmetinin düzenlenmesi gibi unsurlar, klasik şeri hukuk sisteminin dışına çıkılması gerektiğinin ilanıydı. Tanzimat’la birlikte ilk kez seküler temelde kanunlar yapılmaya başlandı (bkz. Lewis, 1961).

1856 Islahat Fermanı ise, Batı’nın artan baskısı altında Hristiyan tebaanın haklarını daha da genişletti. Bu durum, hem merkezde hem de taşra toplumunda belirgin toplumsal değişimlere neden oldu. Carter V. Findley, Tanzimat’ın esas etkisini, “Osmanlı toplumunu geleneksel sınıfların ötesinde yeni bir idari elit ve eğitimli bir burjuvazi oluşturarak modern devlet mekanizmasına yaklaştırması” olarak özetler (Turkey, Islam, Nationalism, and Modernity).

2.1 Tanzimat Dönemi Eğitim Reformları

Tanzimat döneminde eğitim alanında köklü adımlar atıldı. 1847’de “Mekâtib-i Umumiye Nezareti” kuruldu ve devlet eliyle eğitimi organize etmeye yönelik ilk ciddi adım atıldı. 1869 tarihli “Maarif-i Umumiye Nizamnamesi” ise modern eğitim sisteminin ana çatısını belirledi.

Buna göre ilköğretim zorunlu hale getirildi, rüşdiye (ortaokul) okulları yaygınlaştırıldı ve öğretmen yetiştirmek için Darülmuallimin (erkek öğretmen okulu) kuruldu.

Bu reformlarla birlikte klasik medrese eğitimi dışında, fen bilimleri, matematik, tarih ve coğrafya gibi seküler derslerin okutulduğu yeni bir eğitim anlayışı doğdu. Donald Quataert’in belirttiği gibi, “Tanzimat reformları, bilgi üretiminde dinî tekelin kırılması yolunda atılan ilk ciddi adımlardı” (The Ottoman Empire, 1700-1922).

3. Sultan Abdülhamid Dönemi: Merkeziyet ve Eğitim

Sultan II. Abdülhamid Han, (عبد الحميد ثانی) (1842 – 1918)

II. Abdülhamid (1876-1909) dönemi, modernleşmenin devamını ama farklı bir modelle sürdürüldüğü bir evreydi. Sultan, modern tekniklere, bilime ve eğitime önem verirken, aynı zamanda merkeziyetçi bir yapıyı ve din temelli meşruiyeti korumaya çalıştı.

Bu dönemde;

  • Darülfünun yeniden organize edildi,
  • Rüştiye (ortaokul), idadi (lise) ve sultanî (elit lise) ağları yaygınlaştı,
  • Teknik okullar (sanayi mektepleri) ve öğretmen okulları (Darülmuallimin ve Darülmuallimat) kuruldu,
  • Taşrada eğitim yaygınlaştırıldı; köy okulları ve taşra rüştiyeleri açıldı,
  • Modern haberleşme ve ulaşım ağları geliştirildi (telefon, demiryolu).

Kız eğitimi konusunda da önemli adımlar atıldı. Darülmuallimat adlı kız öğretmen okulları açılarak, kadınların eğitim hayatına katılımı teşvik edildi.

Abdülhamid, ayrıca eğitimde İslamî değerlerle modern bilimlerin birlikte okutulmasını sağlayarak, gelenek ile modernliği uzlaştırmaya çalıştı.

Erik J. Zürcher’in de belirttiği gibi, “Abdülhamid’in modernleşmesi, Batı’nın teknik araçlarını kullanıp ideolojik olarak ondan uzak durmaya çalışan bir denge stratejisiydi” (Turkey: A Modern History).

3.1 Yabancı ve Misyoner Okulların Etkisi

19. yüzyılda Osmanlı topraklarında Amerikan, Fransız, Alman ve İtalyan misyoner okulları hızla yayıldı. Özellikle Amerikan Board of Commissioners for Foreign Missions’ın açtığı Robert College, Merzifon Koleji gibi kurumlar, modern bilim ve İngilizce eğitim vermeleriyle dikkat çekti. Ancak bu okullar, zamanla azınlık milliyetçilik hareketlerinin de doğuşuna zemin hazırladı. Stanford J. Shaw, bu süreci “eğitim yoluyla Osmanlı bütünlüğünün zedelenmesi” olarak nitelemiştir.

4. II. Meşrutiyet ve Modernleşmenin Yön Değişimi

1908’de II. Meşrutiyet’in ilanıyla Osmanlı modernleşmesi daha liberal ve siyasi katılımı öne çıkartan bir karakter kazandı. Anayasacılık, siyasi partiler ve basın özgürlüğü gibi kurumlar geliştirildi. Bununla birlikte, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iktidarı ele geçirmesi, modernleşmenin otoriter bir formda sürmesini beraberinde getirdi. Hans-Lukas Kieser’in ifade ettiği gibi, “II. Meşrutiyet Osmanlı modernizmini demokratikleştirmek yerine, yeni bir devlet elitinin ideolojik hegemonyası altında yeniden şekillendirdi” (Iskalanan Barış).

5. Cumhuriyet’e Geçiş: Bir Modernleşme Birikiminin Sonucu

Cumhuriyet’in ilanı (1923) ve Atatürk reformları, Osmanlı modernleşmesinin tamamen kökünü kazıyarak değil, mevcut birikimi radikalleştirerek devam ettirdi. Saltanatın kaldırılması, hilafetin ilgası, hukuk devrimi ve laiklik uygulamaları, Tanzimat ve Abdülhamid döneminin modernleşme birikimi üzerinde gerçekleşti.

Halil İnalcık’ın belirttiği gibi, “Cumhuriyet modernleşmesi, Osmanlı modernleşmesinin bir radikalleşmesidir; kopuş değil, bir evrimdir” (The Ottoman Empire and the World Around It).

6. Sonuç: Tarihsel Miras

Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938)

Osmanlı modernleşmesi, bilimsel açıdan bakıldığında, ne tam anlamıyla başarılı ne de tamamen başarısız bir süreçtir. Dönemin zorlukları, uluslararası dengeler ve iç dinamikler göz önüne alındığında, Osmanlı reformlarının geleceğe taşıdığı bilgi ve kurum mirası, Cumhuriyet modernleşmesinin temelini atmıştır.

Bu nedenle, Osmanlı modernleşmesini değerlendirirken, dönemin içsel mantığını ve evrimsel etkisini tarafsız bir şekilde kavramak gereklidir.

Kaynaklar

  • Bernard Lewis, The Emergence of Modern Turkey, Oxford University Press, 1961.
  • Stanford J. Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, Cambridge University Press, 1976.
  • Carter V. Findley, Turkey, Islam, Nationalism, and Modernity, Yale University Press, 2010.
  • Erik J. Zürcher, Turkey: A Modern History, I.B. Tauris, 1993.
  • Donald Quataert, The Ottoman Empire, 1700-1922, Cambridge University Press, 2000.
  • Hans-Lukas Kieser, Iskalanan Barış: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçiş, İletişim Yayınları, 2005.
  • Halil İnalcık, The Ottoman Empire and the World Around It, I.B. Tauris, 2002.

Özel Terimler

Terim: Açıklama

Nizâm-ı Cedîd: Yeni Düzen: III. Selim döneminde oluşturulan yeni askerî ve idarî sistem.

Tanzimat: Düzenlemeler: 1839’da ilan edilen ve devletin idari, hukukî, askerî alanlarda modernleşmesini hedefleyen reformlar.

Islahat: İyileştirme Reformları: 1856’da ilan edilen, gayrimüslim tebaa başta olmak üzere tüm vatandaşlara eşit haklar tanımayı amaçlayan düzenlemeler.

Darülfünun: Üniversite: Osmanlı’da modern yükseköğretim kurumlarının ilki.

Rüştiye: Ortaokul seviyesi eğitim kurumu.

İdadi: Lise seviyesi eğitim kurumu.

Sultanî: Elit düzey lise (örneğin Galatasaray Sultanîsi gibi).

American Board of Commissioners for Foreign Missions: Amerikan Misyonerlik Kurulu: Osmanlı topraklarında eğitim ve misyonerlik faaliyetleri yürüten Amerikan kuruluşu.

Robert College: İstanbul’da 1863 yılında kurulan Amerikan eğitim kurumu; modern eğitim ve liberal düşüncenin yayılmasında etkili olmuştur.

Abonelik

- Özel röportajlar

- Sıcak gelişmeler

- Akademik çalışmalar

Yeni Yazılar

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz