14.5 C
İstanbul
19 Nisan 2025, Cumartesi
Ana SayfaKüresel IsınmaKüresel Isınma ve ABD'nin Paris Anlaşmasından Çıkışı

Küresel Isınma ve ABD’nin Paris Anlaşmasından Çıkışı

Tarih:

Önerilen Yazılar

Dünya Neden Kırılma Noktasına Geldi?

UNU-EHS'nin 2025 raporu, felaketleri değil, onları doğuran sistemleri ve...

Yapay Zekâ Devrimi: Eşitsizlikle Kodlanan Bir Gelecek

Yapay Zekâ ve İnsan İşbirliği “Bazen bir devrim, sadece makineleri...

Pestisitler Ekosistemi Öldürüyor mu?

Kimyasalların Sessiz Yolu BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL Tarımda verimliliği artırma...

ABD İran’ı Vuracak mı?

Diego Garcia’dan Yükselen Sessiz Tehdit ve Nükleer Diplomasi Üzerine...

Alevlere Karşı Yapay Zekâ İşe Yarar mı?

Türkiye'de çıkan orman yangınları BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL FireSat projesi,...

ABD Başkanı Donald Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi

Küresel ısınma, gezegenimizin ortalama sıcaklıklarının artmasıyla yaşanan ciddi bir iklim sorunudur. Fosil yakıt kullanımı ve sera gazı salınımları bu sorunun başlıca nedenlerindendir. Bunun sonucunda şiddetli hava olayları ve ekosistem bozulmaları dünya genelinde etkilerini hissettirmektedir.

Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmaya karşı mücadelede dönem noktalarından biri olmuştur. Ancak, Donald Trump, 20 Ocak 2025’te ABD Başkanı olarak ikinci kez göreve geldikten sonra, bir kez daha ABD’yi Paris Anlaşması’ndan çekme kararı almıştır. Bu durum, Trump yönetiminin iklim değişikliğine karşı uluslararası çabalara olan taahhütlerini sorgulanabilir hale getirmiştir.

Bu karar, ABD’nin iklim politikasındaki belirsizlikleri arttırabilir ve uluslararası mücadelede çabaları zora sokabilir. Trump, bu adımın ABD ekonomisini korumak için gerekli olduğunu savunmaktadır.

Ancak bilim insanları, küresel ısınmaya karşı mücadelede bu tür kararların uzun vadede dünya çapında olumsuz etkiler yaratacağı konusunda uyarılarda bulunmaktadır.

Küresel ısınmaya karşı etkili bir mücadele için hem ulusal politikalar hem de bireysel adımlar hayati önem taşımaktadır.

ABD’nin DSÖ ve Paris Anlaşması’na Vedasının Küresel Etkileri

Dünya Sağlık Örgütü, ABD’nin üyelikten çekilme kararını derin bir üzüntüyle karşılayarak şu açıklamayı yaptı: “Dünya Sağlık Örgütü, küresel sağlık ve güvenlik politikalarının uygulanmasında kritik bir role sahiptir. Bu süreçte Amerikalıların da güvenliği DSÖ’nün çalışmalarından doğrudan etkilenmektedir. ABD, 1948 yılında örgütün kurucuları arasında yer almış ve o tarihten itibaren DSÖ’nün misyonuna hem maddi hem de stratejik katkılar sağlamıştır. Bu ortaklık, yalnızca Amerikan halkının değil, dünya genelinde milyonlarca insanın hayatını iyileştirmiş ve koruma altına almıştır.”

DSÖ, ABD’nin bu kararını gözden geçirmesini ümit etmekle birlikte, Trump yönetiminin bu konudaki kararlılığı konusunda uluslararası kamuoyunda ciddi bir belirsizlik söz konusudur. ABD’nin çekilmesi, yalnızca fon yetersizliklerine yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda pandemi gibi küresel krizlere karşı iş birliği mekanizmalarını da zayıflatabilir.

Bilim insanları, bu karara endişe, hayal kırıklığı ve hayret dolu tepkilerle yaklaşmaktadır. Hollanda’nın Rotterdam şehrinde yer alan ve ülkenin en büyük ve saygın tıp merkezlerinden biri olan Erasmus Tıp Merkezi’nde (Erasmus MC) görev yapan Viroloji Profesörü Marion Koopmans, yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullanmıştır:

“Eğer bu karar, Amerika Birleşik Devletleri’nin daha fazla güç ve nüfuz elde etmek adına geliştirdiği bir pazarlık stratejisiyse, bunu sanayi sektörünüz üzerinden gerçekleştirin. Ancak, tüm insanlığın sağlığını koruma misyonuyla büyük zorluklarla inşa edilmiş olan DSÖ üzerinde böyle bir oyun oynamayın.”

Koopmans’ın açıklaması, Amerika Birleşik Devletleri’nin DSÖ’den çekilme kararının yalnızca bir müzakere aracı olarak kullanılmasının, küresel sağlık güvenliği üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler konusunda ciddi bir uyarı niteliği taşımaktadır. Bu ifadeler, DSÖ’nün, uluslararası sağlık sistemini koruma konusundaki kritik rolünü vurgulamakta ve böyle bir kuruluşun siyasi stratejilere araç edilmemesi gerektiğine işaret etmektedir. Koopmans, bu kararın yalnızca ABD’nin değil, tüm insanlığın sağlık ve güvenliğini riske atabileceğini dile getirmektedir.

ABD’nin Kararları: Küresel Isınmayla Mücadeleye Darbe

ABD Başkanı Donald Trump, yalnızca Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) çekilmekle kalmamış, aynı zamanda Paris İklim Anlaşması’ndan da ikinci kez ayrılma kararı almıştır. Bu adımlar, küresel sağlık yönetimi ve çevre politikaları üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Melbourne Üniversitesi’nden Kathryn Bowen, bu gelişmeleri değerlendirirken şunları ifade etmiştir:

“ABD’nin DSÖ’den çekilmesi, küresel sağlık yönetimi için çok büyük bir darbedir. ABD, DSÖ’nün en büyük finansörüdür ve sağladığı mali desteği kesmesi, örgüt üzerinde ağır finansal etkiler yaratacaktır. Bu durum, DSÖ’nün temel görevlerini yerine getirme kapasitesini ciddi biçimde tehdit edecektir. Dünya sağlığı ile iklim değişikliği arasındaki bağlar açıkça ortadadır. ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesiyle yaşanan bu çifte darbe, finansal taahhütlerde büyük düşüşlere neden olacak ve mevcut çabaları önemli ölçüde zayıflatacaktır. Bu etkiler, kararların bir yıl içinde yürürlüğe girmesiyle daha da belirgin hale gelecektir.”

Bowen’ın açıklamaları, ABD’nin bu kararlarının sadece DSÖ’nün ve Paris İklim Anlaşması’nın işlevselliğini değil, aynı zamanda küresel iş birliği mekanizmalarını ve sağlık ile çevre politikalarının geleceğini de tehlikeye atabileceğine işaret etmektedir.

ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan Çekilmesi de Bilim İnsanlarını Endişelendiriyor

ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi, bilim insanları tarafından “anlaşılmaz” ve “moral bozucu” bir karar olarak değerlendiriliyor. Pennsylvania Üniversitesi’nde görev yapan iklim fizikçisi ve okyanus bilimci Anna Cabré, bu adımı sorumsuzca bulduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“ABD, kişi başına düşen karbon salınımında dünyanın en büyük sorumlularından biridir ve bu nedenle iklim değişikliğiyle mücadelede başı çekmesi gerekir.”

Cabré ayrıca, tüm ülkelerin iş birliği ve finansman sağlamadan, iklim değişikliğiyle mücadelede ilerleme kaydetmenin son derece zor olduğunu ifade etti. Bu çekilme kararı, küresel çabaları zayıflatarak iklim krizine karşı mücadelede önemli bir engel teşkil edebilir.

Pennsylvania Üniversitesi’nden fizikçisi ve okyanus bilimci Anna Cabré

ABD’nin Çekilmesi Küresel Mücadeleyi Durduramaz

ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi, küresel sağlık ve iklim mücadelelerinde diğer ülkelerin ve yönetim kademelerinin daha fazla sorumluluk üstlenmesini zorunlu hale getirecektir. Kathryn Bowen, bu durumu değerlendirirken şu ifadeleri kullanıyor: “ABD’nin bu kararı çabalarımızı engellememeli. Tam tersine, hükümetleri, özel sektörü ve toplulukları desteklemeli ve bu kritik on yılda hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etmeliyiz.”

Reading Üniversitesi İklim ve Adalet Merkezi Direktörü Chris Hilson, ABD’nin politikalarının paradoksal etkilerine işaret ediyor. Hilson’a göre, “ABD Paris Anlaşması’ndan çekilse dahi, Amerikan ekonomisi ve sanayisi sürdürülebilir enerjiye geçiş sürecine uyum sağlamak zorunda kalacak. Şirketler ve piyasalar, karbonsuz bir geleceğe yönelmeye devam edecek. Bu küresel trendi Trump’ın durdurması mümkün değildir.”

Hilson ayrıca, Çin gibi ülkelerin bu süreçte iklim çabalarını artıracağını ve yeşil teknolojilerde liderlik konumuna gelebileceğini ifade ediyor. Çin’in bu hamlesi, küresel temiz enerjiye geçişi hızlandırarak diğer ülkeler için önemli fırsatlar yaratabilir.

Donald Trump, Küresel sürdürülebilirlik Mücadelesini Durduramaz

ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi, temiz enerji girişimlerinde bir yavaşlamaya yol açabilecek olsa da, küresel sürdürülebilirlik hareketini durduramayacaktır. Fosil yakıtların siyasi ve ekonomik etkisinin azalması kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Swinburne Teknoloji Üniversitesi’nden Profesör Mehdi Seyedmahmoudian, ABD yönetiminin 500 milyar dolarlık yapay zeka (AI) yatırımı planına dikkat çekerek şu değerlendirmede bulunuyor: “Bu yatırım, yenilenebilir enerji entegrasyonunu hızlandırabilir ve karbon emisyonlarını azaltmada hayati bir rol oynayabilir.”

Trump yönetiminin iklim değişikliği politikalarındaki yaklaşımı çoğu zaman güçlü söylemlerle sınırlı kalmış, somut adımlar ise eksik kalmıştır.

Paris Anlaşması’ndan çekilme kararı, bilim insanları tarafından hayal kırıklığıyla karşılanmış olsa da, bu kararın diğer ülkeler üzerindeki etkisi sınırlı olacaktır. Uluslararası toplum, ABD olmadan da iklim hedeflerine ulaşmak için çalışmalarını sürdürecektir.

Bilim insanları, ABD’nin dünya çapında en büyük ikinci sera gazı yayıcısı olarak Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin, ülkelerin iklim taahhütlerini güçlendirmesi gereken bir dönemde gerçekleşmesini özellikle eleştiriyor. Ancak, bu olumsuzluğa rağmen bilim çevrelerinde bir kararlılık ve umut duygusu hâkim. Uzmanlara göre, ABD’nin bu adımı, küresel düzeyde iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve sağlık odaklı girişimleri durduramayacak kadar geçici bir etkiye sahiptir. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, karbon emisyonlarını azaltma ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme yolunda ilerlemeye devam edeceklerdir.

KAYNAK

-UZMANLAR TEPKİSİ: Trump’ın Kararları Dünyayı Nasıl Etkileyecek? – Scimex

-Uzman Tepkisi: ABD Paris Anlaşması’ndan Yeniden Çekildi – Science Media Center

-DSÖ, ABD’nin Çekilme Niyetini Açıklaması Üzerine Yorum Yaptı – WHO

Abonelik

- Özel röportajlar

- Sıcak gelişmeler

- Akademik çalışmalar

Yeni Yazılar

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz