14.5 C
İstanbul
19 Nisan 2025, Cumartesi
Ana SayfaEkolojiAmsterdam'da Ağaç Sayısı Yetersiz, İstanbul'da Durum Çok Daha Kritik

Amsterdam’da Ağaç Sayısı Yetersiz, İstanbul’da Durum Çok Daha Kritik

Tarih:

Önerilen Yazılar

Dünya Neden Kırılma Noktasına Geldi?

UNU-EHS'nin 2025 raporu, felaketleri değil, onları doğuran sistemleri ve...

Yapay Zekâ Devrimi: Eşitsizlikle Kodlanan Bir Gelecek

Yapay Zekâ ve İnsan İşbirliği “Bazen bir devrim, sadece makineleri...

Pestisitler Ekosistemi Öldürüyor mu?

Kimyasalların Sessiz Yolu BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL Tarımda verimliliği artırma...

ABD İran’ı Vuracak mı?

Diego Garcia’dan Yükselen Sessiz Tehdit ve Nükleer Diplomasi Üzerine...

Alevlere Karşı Yapay Zekâ İşe Yarar mı?

Türkiye'de çıkan orman yangınları BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL FireSat projesi,...

Mehmet Cömert / BRÜKSEL

Amsterdam’da, şehirdeki binaların yalnızca yüzde 30’undan daha azı, yeterli sayıda ağacın bulunduğu bölgelerde yer almaktadır. Bu durum, şehirdeki yeşil alan eksikliğini ve özellikle sıcaklıkların artmasıyla birlikte yaşanan çevresel zorlukları daha da görünür kılmaktadır. Çalışmalar, ağaçların şehir iklimini düzenleme, hava kalitesini iyileştirme ve yaşam kalitesini artırmada kritik bir rol oynadığını ortaya koymaktadır.

Sekiz büyük şehirde yapılan ve 2,5 milyondan fazla bina üzerinde gerçekleştirilen bir araştırma, dünya genelindeki birçok büyük şehirde yeşil alanların ve ağaçların yetersiz olduğunu göstermektedir. Araştırmada, sürdürülebilir şehirler için önemli bir ölçüt olarak kabul edilen ‘3-30-300’ kuralı kullanılmıştır.

Araştırma başkanı Thami Croeser, RMIT Üniversitesi’nden Şehir Araştırmaları Merkezi’nde yaptığı açıklamada, “2023, tarihteki en sıcak yıl olarak kaydedildi ve dünya nüfusunun yüzde 25’i tehlikeli sıcaklıklarla karşı karşıya kaldı. Ağaçlar, şehirlerimizi soğutmak ve yaşam alanlarımızı daha yaşanabilir kılmak için son derece önemlidir” demiştir. Bu bulgular, Amsterdam’da olduğu gibi, pek çok büyük şehirde yeşil alan eksikliğinin ve ağaç sayısının yetersizliğinin, iklim değişikliği bağlamında önemli bir tehdit oluşturduğunu vurgulamaktadır.

Amsterdam, yeşil alanlar konusunda bazı adımlar atmış olsa da, ağaç örtüsünü artırma noktasında hala geliştirilebilecek önemli alanlara sahiptir. Ancak İstanbul, hızla artan nüfusu, yoğun yapılaşma ve sınırlı yeşil alanlarıyla daha ciddi bir tehdit altındadır. Şehirdeki aşırı sıcaklıklar, hava kirliliği ve yeşil alan eksikliği, çevresel sorunların daha da derinleşmesine yol açmaktadır.

Bu bağlamda, RMIT Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar, şehirlerdeki yeşil alan eksikliğinin acilen ele alınması gereken bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.

Avustralya’nın Melbourne şehrinde bulunan bu uluslararası üniversite, teknolojiden tasarıma, işletmeden şehir araştırmalarına kadar geniş bir yelpazede küresel düzeyde tanınan çalışmalara imza atmaktadır.

Bu tür araştırmalar, şehirlerin sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak ve yaşam kalitesini artırmak için daha fazla ağaçlandırma ve yeşil alan yaratılmasının önemini açıkça göstermektedir.

Amsterdam ve İstanbul ağaç sayısı.

Foto De Stentor

3-30-300 Kuralı

3-30-300 Kuralı, kentsel alanlardaki yeşil alanların ve ağaçların, bireylerin fiziksel ve zihinsel sağlıklarını destekleyecek yeterlilikte olup olmadığını değerlendiren bir ilkedir.

Bu kural, şehirdeki yeşil alanların, bireylerin yaşam kalitesine etkilerini göz önünde bulundurarak, sağlıklı bir çevre için gerekli olan doğa unsurlarını belirlemeyi amaçlar.

Kural, üç temel ilkeden oluşmaktadır: İlk olarak, 3 Kuralı her bireyin evinden, okulundan veya iş yerinden en az üç ağacı görmesini önerir. İkinci olarak, 30 Kuralı, her mahallede ağaçların oluşturduğu taç örtüsünün (kron örtüsünün) alanının en az %30 oranında olması gerektiğini belirtir. Son olarak, 300 Kuralı, hiçbir bireyin bir park ya da yeşil alana 300 metreden daha uzak bir mesafede yaşamaması, çalışmaması ya da eğitim almaması gerektiğini vurgular. Bu kılavuz, kentsel çevrelerde yeşil alanların ve doğa unsurlarının sağlıklı bir yaşam için gerekli olduğunu vurgulayan ve bu unsurların şehir planlamasında nasıl yer alması gerektiğine dair rehberlik eden bir yaklaşımdır.

3-30-300 Kuralı, Hollandalı kentsel orman uzmanı Cecil Konijnendijk tarafından geliştirilmiş bir ilkedir ve dünya çapında giderek daha fazla dikkat çekmektedir. Bu kural, Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’daki en az altı şehir tarafından, şehir ormanı planlamalarında uygulanmaktadır. Croeser, 3-30-300 kuralının çok faydalı bir kılavuz olduğunu belirtmektedir. Scientias’a ile yaptığı bir röportajda, “Bu kılavuz, neyin yeterli olduğuna dair açık bir ölçüt sunuyor,” şeklinde ifade etmiştir. “Yeşilin, hem zihinsel hem de fiziksel sağlık üzerindeki önemiyle ilgili yıllarca süren kanıtlar sayesinde, ağaçlar ve parklar giderek daha fazla, okullar, kanalizasyonlar ve kaldırımlar gibi, şehrin vazgeçilmez unsurları olarak görülmektedir. 3-30-300 kuralının en büyük avantajı, ne kadar yeşile ihtiyaç olduğunu belirtmesidir ve birçok şehir için mesaj açıktır: Henüz yeterli seviyeye gelmedik.”

Amsterdam yetersiz kalıyor

Yapılan araştırmalar, dünya genelindeki birçok büyük şehrin hala yeterli ağaç örtüsüne sahip olmadığını ortaya koymaktadır. Örneğin, Amsterdam’da binaların sadece yarısı, en az üç ağacı görebilmektedir. Ayrıca, binaların %30’undan daha azı, yeterli ağaç bulunan mahallelerde yer almaktadır. Araştırılan şehirler arasında yalnızca Seattle ve Singapur, %30’luk ağaç örtüsü normuna uymaktadır. Bu durum, Croeser’i endişelendirmektedir.

“Daha önce yapılan araştırmalar, yeterli gölgelik ağaçlar ve yeşil açık alanlara erişimi olmayan şehirlerde depresyon, anksiyete, obezite ve sıcak çarpması gibi sorunların daha yaygın olduğunu göstermektedir,” diyor. “Ayrıca, gündüz sıcaklıklarını gerçekten düşürmek için en az %40’lık bir ağaç örtüsüne ihtiyacımız var. Bu nedenle, %30’luk norm aslında bir asgari sınırdır ve incelediğimiz çoğu bina bu hedefi dahi karşılamamaktadır.” Parklara erişim de büyük ölçüde farklılık göstermektedir: Singapur ve Amsterdam yüksek puan alırken, Buenos Aires ve New York City düşük puanlar almıştır.

İstanbul ve Küresel Şehirler Arasındaki Yeşil Alan ve Ağaç Örtüsü Farkları: Bir Karşılaştırma

Ağaç sayısının azalması ve ormanların yok olması.

Ormanların Yok Olması ve Çevresel Tehditler (Foto The Heinrich Böll Foundation)

Dünya genelindeki büyük şehirler, hızla artan nüfus, sanayileşme ve kentleşme ile birlikte çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu zorlukların başında, yeşil alanların azalması, ağaç örtüsünün yetersizliği ve kentsel çevrenin doğal elementlerden mahrum kalması yer almaktadır. Amsterdam, Singapur, Seattle ve İstanbul gibi büyük şehirler, bu sorunları farklı seviyelerde yaşamaktadır. Bu yazı, bu şehirlerin yeşil alanlar ve ağaç örtüsü bağlamında karşılaştırılmasını yaparak, İstanbul’un mevcut durumu ve uluslararası örneklerle ilişkisini inceleyecektir.

1. Yeşil Alanlar ve Ağaç Örtüsü Oranı: Uluslararası Karşılaştırmalar

Dünya genelinde yapılan araştırmalar, büyük şehirlerde ağaç örtüsü ve yeşil alanların önemli bir çevresel ve toplumsal gereklilik olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin, Amsterdam’da binaların yalnızca %50’si, en az üç ağacı görebilmektedir ve binaların %30’undan daha azı, yeterli ağaç bulunan mahallelerde yer almaktadır (Croeser, 2020). Bu oran, şehre sağlıklı bir çevre sunmak ve şehir içindeki sıcaklıkları dengelemek için kritik bir eşiğin altındadır.

Ayrıca, Amsterdam’ın %30’luk ağaç örtüsü oranı, aslında bir asgari sınır olarak belirlenmiştir ve şehre ait çoğu bina bu hedefi bile karşılayamamaktadır.

Öte yandan, Singapur ve Seattle, bu konuda daha başarılı örnekler arasında yer alır. Singapur, yüksek ağaç örtüsü oranları ve sıkı yeşil alan yönetimi politikaları ile örnek alınan bir şehir olmuştur. Şehirde, binaların büyük bir kısmı, yeterli yeşil alanlara ve ağaçlara erişim sağlayabilmektedir (World Bank, 2016). Singapur, %30’luk bir yeşil alan oranını aşarak, şehir içinde doğal ekosistemlerin korunmasına ve genişletilmesine büyük önem vermektedir. Benzer şekilde, Seattle da yeşil alanları artırma konusunda önemli yatırımlar yapmış ve ağaç örtüsünü yüksek tutmayı başarmıştır.

2. İstanbul’daki Durum: Ağaç Sayısı ve Yeşil Alan Eksiklikleri

İstanbul, hızla büyüyen ve dünya çapında bir metropol olan bir şehir olarak, benzer çevresel sorunlarla karşı karşıyadır. 2010 yılında, İstanbul’daki doğal orman alanı 167,000 hektar (kha) olup, bu da şehrin toplam arazi alanının %40’ını oluşturuyordu. Ancak 2023 yılı itibarıyla, İstanbul, 644 hektar doğal ormanını kaybetmiştir. Bu kayıp, görünüşte küçük bir miktar gibi görünse de, ekosistem için ciddi bir kayıp anlamına gelmektedir. Şehirdeki ormanlık alanların kaybı, orman ekosistemlerinin yok olması, biyolojik çeşitliliğin azalması ve kentsel iklimin bozulması gibi olumsuz etkilere yol açmaktadır.

İstanbul’daki yeşil alan oranı, şehrin toplam alanının yalnızca %12’sine denk gelmektedir (İBB, 2020). Bu oran, Avrupa’daki diğer büyük şehirlerle karşılaştırıldığında oldukça düşük bir seviyededir. Özellikle İstanbul’un merkezi bölgelerinde, ağaç sayısının az olması ve yeşil alanların yetersizliği, şehrin ekolojik dengesini bozmakta ve “ısı adası” etkisini artırmaktadır. Şehirdeki büyük inşaat projeleri ve hızla artan nüfus, mevcut yeşil alanların daralmasına ve doğa ile olan etkileşimin azalmasına yol açmaktadır.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP, 2021) ve Dünya Bankası (World Bank, 2016), şehirlerin ağaç örtüsünü %40’a çıkararak, hem iklim değişikliğine karşı direncini artırmasını hem de hava kalitesini iyileştirmesini önermektedir. Ancak İstanbul, bu hedefin oldukça gerisindedir. Şehirdeki yeşil alanların artırılması ve mevcut ağaçların korunması, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım olacaktır.

3. Sağlık ve Psikolojik Etkiler: Yeşil Alanların Önemi

Yeşil alanların şehir yaşamına sunduğu faydalar, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda toplumsal ve sağlıkla ilgilidir. Yapılan araştırmalar, yeşil alanlara sahip bölgelerde yaşayan kişilerin, stres, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunlardan daha az etkilendiğini, aynı zamanda fiziksel sağlıklarının da daha iyi olduğunu ortaya koymaktadır. Amsterdam’daki yeşil alan eksiklikleri, bu tür sağlık sorunlarını daha da kötüleştirmektedir.

Amsterdam’da yeterli gölgelik ağaçlar ve açık alanlara erişim, sağlıklı yaşam için kritik önemde olan unsurlardır (Croeser, 2020). Benzer şekilde, İstanbul’daki yeşil alan eksiklikleri, özellikle yoğun nüfuslu bölgelerde yaşayan bireylerin sağlık durumunu olumsuz yönde etkilemektedir.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP, 2021) ve Avrupa Çevre Ajansı (EEA, 2019), şehirlerdeki yeşil alanların artırılmasını, halk sağlığı için önemli bir öncelik olarak görmekte ve bu alandaki eksikliklerin, sağlık problemleriyle doğrudan ilişkili olduğunu vurgulamaktadır. İstanbul’da da, yeşil alanlara ve doğal alanlara erişim, sosyal eşitsizlikleri derinleştiren bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Düşük gelirli mahallelerde, yeterli park alanı ve ağaçlandırma olmaması, bu bölgelerdeki halkın sağlığını daha da olumsuz yönde etkilemektedir.

4. İklim Değişikliği ve Ağaçlandırma: İstanbul’un Geleceği

Ağaçlandırma ve yeşil alanlar, şehirlerin iklim değişikliği ile mücadelesinde kritik bir rol oynamaktadır. Singapur, Seattle ve Amsterdam, yeşil alanları artırarak, şehir içi iklimi dengeleme ve sıcaklıkları düşürme konusunda başarılı örnekler sergilemektedir. Bu şehirler, yeşil alanların yalnızca estetik değil, aynı zamanda ekolojik ve iklimsel bir gereklilik olduğunu kabul ederek, bu alanda ciddi yatırımlar yapmaktadır. Amsterdam, bu alanda daha fazla çaba sarf etmesi gereken bir şehir olarak öne çıkmaktadır. Şehirdeki mevcut yeşil alan ve ağaçlandırma oranları, iklim değişikliğine karşı direnç sağlamaktan uzak kalmaktadır.

İstanbul da bu konuda önemli bir dönemeçtedir. Mevcut yeşil alanlar ve ağaç örtüsü oranları, şehri iklim değişikliğine karşı savunmasız bırakmakta ve şehirdeki ısı adası etkisini artırmaktadır. İstanbul’un daha fazla ağaçlandırma yaparak, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım atması gerekmektedir. C40 Cities Network (2020) ve Nature Conservancy (2021), şehirlerin yeşil alanlarını artırarak, karbon salınımını azaltmasını ve şehirdeki iklimsel dengeyi sağlamasını önermektedir.

5. Öneriler

Amsterdam, Singapur, Seattle ve İstanbul gibi büyük şehirler, yeşil alanlar ve ağaç örtüsü açısından farklı seviyelerde performans sergileyen şehirlerdir. Amsterdam ve Singapur, ağaç örtüsü ve yeşil alanlar konusunda daha başarılı örnekler sergilerken, İstanbul, hala bu hedeflere ulaşmak için önemli adımlar atması gereken bir şehir olarak öne çıkmaktadır. İstanbul’da, yeşil alanlar ve ağaç sayısı artırılmalı, mevcut alanlar korunmalı ve şehirdeki yeşil alanlara erişim artırılmalıdır. Bu sayede, şehirdeki hava kalitesi iyileştirilebilir, sağlık sorunları azaltılabilir ve iklim değişikliği ile mücadelede etkin bir adım atılabilir.

İstanbul’daki orman kaybı, özellikle 2010-2023 yılları arasında 644 hektar gibi bir miktarın kaybedilmesi, büyük bir çevresel tehdit oluşturmakta ve kentsel iklimin daha da bozulmasına neden olmaktadır. Bu orman kaybı, şehrin ekosistemlerine ve doğal dengesine ciddi zararlar vermekte, hava kalitesinin düşmesine, biyoçeşitliliğin azalmasına ve şehirdeki “ısı adası” etkisinin artmasına yol açmaktadır. İstanbul’un daha sürdürülebilir bir şehir olabilmesi için, orman alanlarının korunması ve artırılması, yeşil alanların şehir planlamasında ön planda tutulması büyük önem taşımaktadır.

Kaynaklar:

– Croeser, E. (2020). “Urban Greenery and Its Impact on Health and Well-being: A Comparative Study.” Environmental Science Journal.

– İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) (2020). *İstanbul Çevre Raporu.

– Dünya Bankası (2016). *Urban Forests and Climate Change Mitigation.

– Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) (2021). The Role of Urban Green Spaces in Climate Change Mitigation and Adaptation.

– C40 Cities Network (2020). Cities on the Frontline of Climate Change.

– Nature Conservancy (2021). Greening Cities: Climate Solutions from Nature.

Abonelik

- Özel röportajlar

- Sıcak gelişmeler

- Akademik çalışmalar

Yeni Yazılar

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz