Mehmet Cömert / BRÜKSEL
Dünya buğday ticaretinde Rusya ve Ukrayna, önemli üreticiler ve ihracatçılar olarak küresel pazarda büyük bir etkiye sahiptir. Her iki ülke de önemli miktarlarda buğday ihraç etmekte olup, küresel gıda güvenliği ve fiyatlandırma üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Ancak, bu iki ülkenin buğday ihracatındaki artışa rağmen, iç piyasalarda bulunan ürün miktarları azalmaktadır. Bu yazı, bu durumun nedenlerini ve Türkiye’nin buğday ithalatı üzerindeki etkilerini incelemektedir.

Ukrayna Buğday ambarları
Ukrayna’nın Buğday İhracatındaki Durumu
Ukrayna, 2024 yılında buğday ihracatında önemli bir başarı elde etmiştir. Geçen hafta sonuna kadar neredeyse 8 milyon ton buğday ihraç edilmiştir. Bu, ülkenin buğday üretiminin yaklaşık yarısının dışa satılması anlamına gelmektedir. Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA) verilerine göre, Ukrayna bu yıl toplamda yaklaşık 16 milyon ton buğday ihraç etmeyi planlamaktadır. Ancak, önceki yıllara kıyasla, Ukrayna’nın mevcut buğday stoklarında önemli bir azalma gözlemlenmektedir. USDA’ya göre, Ukrayna’nın buğday ihracatının önceki yıla göre 2,5 milyon ton azalması beklenmektedir (USDA, 2024).
Rusya’nın Buğday Üretimindeki Düşüş
Rusya, bu yılın başında beklenmedik bir şekilde erken bir ihracat faaliyeti başlatmıştır. Bu, erken başlayan hasat döneminin etkisiyle büyük miktarlarda buğdayın hızla ihracata sunulmasına olanak sağlamıştır. Ancak, Rusya’nın buğday üretiminde ciddi bir düşüş yaşanmıştır. Kuraklık ve don hasarları nedeniyle, Rusya bu yıl yaklaşık 10 milyon ton daha az buğday hasat etmiştir. SovEcon verilerine göre, 1 Ekim itibarıyla Rusya’nın buğday üretimi 79 milyon ton olarak gerçekleşmişken, geçen yıl bu rakam 89 milyon tondu (SovEcon, 2024).
USDA’nın Kasım ayında yayınladığı Wasde raporuna göre, Rusya’nın buğday üretim tahmini 0,5 milyon ton düşürülerek 81,5 milyon ton olarak revize edilmiştir. Geçen yıl ise Rusya’nın buğday hasadı 91,5 milyon ton olarak kaydedilmiştir. Bu üretim kaybı, Rusya’nın küresel piyasaya sağladığı buğday tedarikini etkilemekte olup, ülke hala büyük bir ihracatçı olarak kalmaya devam etmektedir. Ancak, SovEcon’un raporuna göre, 1 Ekim itibarıyla Rusya’daki tahıl stoğu, geçen yılın aynı dönemine göre %14 azalmış durumdadır (SovEcon, 2024).
Rusya’nın bu yılki toplam buğday ihracatının 45,9 milyon ton olması beklenmektedir. Ancak, geçen yılki 55,5 milyon tonluk rekor ihracattan önemli bir düşüş yaşanması, ülkenin küresel ticaretteki etkisini azaltmaktadır. USDA, Rusya’nın stoklarını hızla eritmesi gerektiğini öngörmekte ve bu durum, ülkenin üretim kapasitesinin sınırlı bir döneme girdiğini göstermektedir.
Türkiye’nin Buğday İthalat Bağımlılığı
Türkiye, büyük tarım arazilerine sahip olmasına rağmen, buğday ithalatında ciddi bir bağımlılık yaşamaktadır. İç talep, yerli üretimi aşmakta ve bu da ithalatı zorunlu kılmaktadır. Türkiye’nin buğday ithalatının büyük kısmı, Rusya ve Ukrayna gibi büyük üreticilerden karşılanmaktadır.
2024 yılı itibarıyla Türkiye, yıllık 6-8 milyon ton buğday ithalatı yapmaktadır ve bunun önemli bir kısmı, Rusya’dan temin edilmektedir. Rusya, Türkiye’nin buğday ithalatının %30-35’ini karşılamakta ve yılda 2-3 milyon ton arasında buğday ihraç etmektedir (TÜİK, 2023). Ukrayna ise Türkiye’nin buğday ithalatında ikinci büyük tedarikçi olup, yıllık 2-3 milyon ton civarında buğday ihraç etmektedir.
Bununla birlikte, Türkiye’nin yerli buğday üretimi, her yıl iç talebi karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Türkiye’deki bazı bölgelerdeki kuraklık ve düzensiz yağışlar, verimliliği olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, tarımsal teknoloji eksiklikleri ve yüksek girdi maliyetleri, yerli üreticilerin rekabet gücünü düşürmektedir. Türkiye, daha düşük üretim maliyetlerine sahip olan Rusya ve Ukrayna’dan uygun fiyatlarla buğday ithalatı yapabilmektedir, bu da yerli üreticilerle fiyat rekabetini zorlaştırmaktadır (FAO, 2023).

Türkiye Tarım Haritası
Küresel Buğday Tedarik Zincirinde Değişen Dinamikler
Küresel buğday ticaretinin dinamikleri, özellikle Karadeniz bölgesindeki krizlerden etkilenmektedir. Türkiye, buğday ithalatını büyük ölçüde Rusya ve Ukrayna’dan sağlarken, aynı zamanda Kazakistan, ABD, Fransa ve Arjantin gibi ülkelerden de ithalat yapmaktadır. Bu çeşitlendirilmiş tedarik zinciri, Türkiye’nin yerli üretimini tamamlamak ve kaliteli buğday temin etmek amacıyla kurulmuştur.
Ancak, küresel tarım dinamikleri ve özellikle Karadeniz bölgesindeki jeopolitik krizler, Türkiye’nin ithalat kaynaklarını daha da kritik hale getirmektedir.
Türkiye’nin İthalat Bağımlılığını Azaltma Stratejileri
Türkiye, buğday ithalatına olan bağımlılığını azaltmak ve tarımda daha fazla bağımsızlık elde etmek için bir dizi strateji benimseyebilir. İlk olarak, verimlilik artırıcı yatırımlar ve modern tarım teknolojilerinin kullanımı önemlidir. Akıllı sulama sistemleri, verimli tohumlar ve dijital tarım uygulamaları gibi yenilikçi yöntemler, verimliliği artırabilir ve daha az kaynakla daha fazla üretim yapılmasını sağlayabilir. Yerli tohum geliştirme ve tarımsal Ar-Ge yatırımları da büyük önem taşımaktadır. Türkiye, buğday üretiminde dışa bağımlılığını azaltmak için yerli tohumların üretimine odaklanmalıdır (FAO, 2023).
Ayrıca, tarımda bağımsızlık kazanmak için üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve çiftçilere yönelik finansal teşviklerin sağlanması gerekmektedir. Yüksek girdi maliyetleri, çiftçilerin üretim gücünü sınırlayan önemli engellerdendir. Devletin çiftçilere yönelik daha fazla destek sunması, yerli üretimi daha rekabetçi hale getirecektir. Ayrıca, toprak birleştirme ve kooperatifleşme gibi yapısal reformlar, Türkiye’nin tarım verimliliğini artıracaktır.
Son olarak, Türkiye’nin sadece iç talebi karşılamakla kalmaması, aynı zamanda ihracat pazarlarını çeşitlendirerek dışa bağımlılığını azaltması gerekmektedir. Orta Doğu, Afrika ve Asya gibi yeni pazarlara yönelmek, Türkiye’nin tarım üretim fazlasını değerlendirmesi için önemli fırsatlar sunmaktadır (TÜİK, 2023).
Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye, buğday üretiminde bağımsızlığını artırmak için verimlilik artırıcı teknolojilere yatırım yapmalı, yerli tohum üretimini güçlendirmeli ve tarım politikalarını geliştirmelidir. Bu adımlar, Türkiye’nin tarımda daha güçlü, bağımsız ve sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturmasına olanak sağlayacaktır.
Ayrıca, kuraklık ve iklim değişikliği gibi tehditlerle başa çıkabilmek için toprak koruma projelerine ve su yönetimi stratejilerine büyük önem verilmelidir. Tüm bu önlemler, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Kaynaklar
-FAO. (2023). Global Food and Agriculture Report. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü.
-SovEcon. (2024). Rusya Tahıl Üretimi ve İhracat Raporu. SovEcon Pazar Analiz Ajansı.
-TÜİK. (2023). Türkiye Tarım Üretim Verileri. Türkiye İstatistik Kurumu.
-USDA. (2024). World Agricultural Supply and Demand Estimates (WASDE) Report. Amerikan Tarım Bakanlığı.