Mehmet Cömert / BRÜKSEL
Avrupa Yatırım Bankası’nın (EIB) gerçekleştirdiği bir araştırma, Avrupalı şirketlerin %60’ından fazlasının iklim değişikliğiyle mücadele ve adaptasyon amacıyla yatırımlar gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Bu bulgu, sürdürülebilirlik bilincinin artmakta olduğunu ve çevresel sorumluluğun giderek daha fazla önem kazandığını göstermektedir.
Araştırma, son dört yıl içinde Avrupa iş dünyasının sağlık, fiyat ve ticaret gibi zorluklarla başa çıkmada önemli bir direnç gösterdiğini ve yeşil ile dijital dönüşüm hedeflerine daha fazla odaklandığını vurguluyor. Şirketlerin bu çabaları, ekonomik toparlanma ve gelecekteki istihdam ile büyüme stratejileri açısından umut verici bir gelişme sunuyor. Bu dönüşüm, Avrupa’nın rekabet gücünü artırmakla kalmayıp, aynı zamanda çevresel hedeflere ulaşma yolunda da kritik bir adım teşkil ediyor.
EIB’nin 2024 Yatırım Araştırması, Dünya Bankası ve IMF’nin Washington’daki yıllık toplantılarında da gündeme geldi. Bu çalışma, Avrupa Birliği şirketlerinin yeşil geçişteki liderliğini pekiştirirken, artan jeopolitik riskler ve tedarik zinciri kesintileri karşısında bu zincirleri güçlendirmek için stratejiler öneriyor. Böylece Avrupa, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşırken küresel belirsizliklere karşı daha dayanıklı hale gelmeyi amaçlıyor.
“Avrupa Birliği’ne ait ülkelerde yaklaşık 12.000 şirket katıldı.”
Araştırma, Avrupa’daki pek çok şirketin son üç yıldaki yatırım seviyelerinden memnun olduğunu ve iklim değişikliğiyle mücadele ile dijital teknolojileri benimseme konusunda kararlılık gösterdiğini ortaya koyuyor. Avrupa Birliği’ne ait ülkelerde yaklaşık 12.000 şirketin katıldığı bu çalışma, ayrıca ABD’deki örneklerle zenginleştirilmiş durumda. Bu veriler, Avrupa’nın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda önemli adımlar attığını bir kez daha kanıtlıyor.

AVRUPA YATIRIM BANKASI
2024’te Avrupa Birliği (AB) şirketlerinin yatırımlarını artırmayı beklemesi, bölgedeki ekonomik ve çevresel stratejilerdeki önemli değişimlerin bir göstergesi. 2023 itibarıyla AB şirketlerinin %61’inin iklim değişikliğine yatırım yaptığı gözlemleniyor; bu oran, 2022’de %53, 2023’te %56 ve 2024’te %61’e yükselmiş durumda. Bu artış, şirketlerin iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil geçişin sunduğu fırsatları daha fazla dikkate almaya başladığını ortaya koyuyor.
Şirketlerin dörtte birinin, önümüzdeki beş yıl içinde net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmayı bir fırsat olarak görmesi, Avrupa’nın sürdürülebilirlik hedeflerine ne denli ciddiyetle yaklaştığını göstermektedir. Avrupa Yatırım Bankası (EIB) Başkanı Nadia Calviño’nun da vurguladığı gibi, yeşil ve dijital geçişe olan bağlılık, Avrupa ekonomisinin potansiyelini açığa çıkarıyor. Kamu-özel sektör ortaklıkları, Avrupa’nın küresel pazarlardaki rekabet gücünü artırma çabalarında kritik bir rol üstleniyor.
Sürdürülebilirlik ve Dijitalleşme
Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme, Avrupa’nın yenilikçi ve dayanıklı bir ekonomi inşa etmesinde temel unsurlar haline geldi. AB şirketlerinin %90’ı sera gazı emisyonlarını azaltmak için çeşitli önlemler almaya başladı. Bu önlemler arasında atık azaltma, geri dönüşüm ve enerji verimliliği yatırımları ön planda. Ayrıca, AB’deki şirketlerin sürdürülebilir ulaşım ve yenilenebilir enerji kullanma hedefleri, ABD’li şirketlere göre daha yüksek.
Ancak, AB’deki üç şirketten biri (%34) yeşil geçişi bir iş riski olarak değerlendirirken, ABD’de bu oran %42’ye yükseliyor. Bu durum, iki kıtanın çevresel dönüşüm konusundaki farklı bakış açılarını yansıtıyor. Avrupa’daki düzenleyici baskılar, şirketleri daha proaktif bir tutuma yönlendirirken, ABD’li şirketler belirsizlikler ve maliyetler nedeniyle daha temkinli bir yaklaşım sergiliyor.
AB şirketlerinin toplam yatırımlarının %37’si, inovasyon ve dijital çözümlere yönelirken, dijital teknolojileri kullanan şirket oranı %74’e çıkmış durumda. Ancak ABD, %81 ile bu alanda liderliğini koruyor. Önümüzdeki üç yıl içinde birçok Avrupalı şirket kapasite genişlemesine yönelik yatırımlara öncelik vermekte; fakat yalnızca %26’sı faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor. Bu durum, ekonomik belirsizliklerin etkisini gösteriyor ve şirketlerin geleceğe dair stratejik kararlarını alırken karşılaştıkları zorlukları ortaya koyuyor.
EIB Başkanı Nadia Calviño, Avrupa Birliği şirketlerinin inovasyona yönelik odaklanmalarının önemini vurgulayarak, bu yönlerinin desteklenmesi gerektiğini belirtti. Calviño, “Bu nedenle, EIB grubu, Avrupa sermaye piyasalarının entegrasyonunu güçlendirmek ve özel tasarrufları Avrupa’daki verimli yatırımlara yönlendirmek amacıyla yeni bir eylem planı üzerinde çalışmaktadır,” diye ekledi. Bu yaklaşım, Avrupa’nın ekonomik büyümesini artırmak ve rekabetçiliğini pekiştirmek için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Eğitimli İşgücü Eksikliği ve Geleceğe Dair Belirsizlik
İş iklimi, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kurumlar için giderek daha fazla önem kazanan bir konu. Eğitimli işgücü eksikliği ve geleceğe dair belirsizlik, her iki bölgede de girişimcilerin en büyük endişeleri arasında yer alıyor. Yüksek enerji maliyetleri ise, AB’deki şirketlerin yüzde 46’sı için iş yatırımlarını ciddi şekilde engelleyen bir sorun olarak öne çıkıyor. Bu zorlukların aşılması, bölgedeki ekonomik rekabetçiliğin artırılması açısından son derece kritik.
Ayrıca, AB ihracatçılarının yüzde 60’ı, farklı üye devletler arasında geçerli olan tüketici koruma standartlarına ve kurallarına uymak zorunda olduklarını ifade ediyor. Bu durum, pazarın hâlâ parçalı bir yapıda olduğunu göstermektedir.
EIB Baş Ekonomisti Debora Revoltella, “Avrupalı şirketler, iklim değişikliği ve dijital dönüşümle mücadelede önemli ilerlemeler kaydediyor,” diyerek mevcut durumu özetliyor. “Ancak, AB yatırımını artırmak için daha birleşik bir iç pazara ihtiyaç var.”

Güçlü Tedarik Zincirlerinin Önemi
Güçlü tedarik zincirlerinin önemi, günümüz iş dünyasında giderek daha belirgin hale gelmektedir. Jeopolitik gerilimler ve ticaret kesintileri gibi faktörler, şirketleri tedarik zincirlerini daha esnek ve dayanıklı hale getirmek için yeni stratejiler geliştirmeye zorlamaktadır.
AB şirketleri, geçmişte küresel ticaretin avantajlarından önemli ölçüde faydalanmış olsa da, mevcut durumda ekonomik güvenlik ve verimlilik öncelik kazanmıştır. Avrupa Yatırım Bankası’nın 2024 yılı raporu, bu dönüşümün gerekliliğini vurgulamakta ve yatırım ortamının iyileştirilmesi için atılması gereken adımları ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, siyaset ve iş dünyası liderleri için önemli bir rehber niteliği taşımaktadır.
Şirketler, tedarik zincirlerinin esnekliğini artırmak amacıyla alternatif tedarik kaynakları arayışında bulunmakta ve dijital dönüşüm süreçlerine daha fazla yatırım yapmaktadır. Bu yaklaşım, sadece mevcut zorluklarla başa çıkmakla kalmayıp, gelecekteki belirsizliklere karşı daha hazırlıklı olmalarını da sağlayacaktır.