13.4 C
İstanbul
19 Nisan 2025, Cumartesi
Ana SayfaTarım"Karadeniz'deki Tahıl Savaşı: Rusya-Ukrayna Çatışmasının Küresel Gıda Piyasalarına Etkisi"

“Karadeniz’deki Tahıl Savaşı: Rusya-Ukrayna Çatışmasının Küresel Gıda Piyasalarına Etkisi”

Tarih:

Önerilen Yazılar

Dünya Neden Kırılma Noktasına Geldi?

UNU-EHS'nin 2025 raporu, felaketleri değil, onları doğuran sistemleri ve...

Yapay Zekâ Devrimi: Eşitsizlikle Kodlanan Bir Gelecek

Yapay Zekâ ve İnsan İşbirliği “Bazen bir devrim, sadece makineleri...

Pestisitler Ekosistemi Öldürüyor mu?

Kimyasalların Sessiz Yolu BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL Tarımda verimliliği artırma...

ABD İran’ı Vuracak mı?

Diego Garcia’dan Yükselen Sessiz Tehdit ve Nükleer Diplomasi Üzerine...

Alevlere Karşı Yapay Zekâ İşe Yarar mı?

Türkiye'de çıkan orman yangınları BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL FireSat projesi,...

“Ukrayna Dünyanın Ekmek Ambarı ve Putin Bunu Çok İyi Biliyor” Başlığı Altında Gıda Yazarı Thomas Oudman’dan Çarpıcı Bir Analiz.”

BY MEHMET CÖMERT / FOR TABIRUZ / BRÜKSEL

“Ukrayna Dünyanın Ekmek Ambarı ve Putin Bunu Çok İyi Biliyor” başlıklı yazısında, gıda yazarı Thomas Oudman, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri saldırılarının yalnızca bir toprak meselesi değil, aynı zamanda küresel gıda güvenliğini tehdit eden stratejik bir hamle olduğunu ileri sürüyor. Oudman, Ukrayna’nın dünya tahıl üretimindeki kritik rolüne dikkat çekerek, savaşın gıda tedarik zincirlerine etkisinin derinlemesine analizini sunuyor. Ukrayna, dünyanın en büyük tahıl üreticilerinden biri ve bu stratejik konumu, Rusya için savaşın yalnızca askeri değil, aynı zamanda ekonomik bir hedef olduğunu gözler önüne seriyor.

Oudman, de Correspondent dergisindeki yazısında özellikle şu konulara dikkat çekiyor:

“Güçlü bir imparatorluk tahılın üzerinde ayakta kalır ya da yıkılır.” Bu düşünce, Vladimir Putin’in Ukrayna’yı ilhak etme istekliliğini açıklamada önemli bir anahtar sunuyor. Ukrayna, dünya çapında önemli bir tahıl üreticisi olarak bilinir. Buğday ve diğer tarım ürünleri açısından zengin olan bu topraklar, Rusya için ekonomik ve stratejik açıdan büyük bir öneme sahiptir. Ukrayna’nın tahıl üretiminin kontrolü, Rusya’nın tarım kaynaklarını güvence altına almayı ve gıda güvenliğini sağlam adım olarak değerlendirilebilir.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik son işgali, Arap Baharı, Sovyetler Birliği’nin çöküşü, II. Catherine dönemindeki Rus İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu ve Antik Yunan ile nasıl bağlantılıdır?

“Tahıl. Özellikle Ukrayna’dan gelen tahıl.”

Ukrayna bayrağı, tesadüfen mavi gökyüzü ile altın buğday tarlalarını simgelemiyor. Beş bin yıldır, Ukrayna’nın tahılı, İsveç’ten Çin’e kadar sayısız insanı besledi. Eski Yunanlılar ve Romalılar, şehirlerini ve ordularını bu tahıl ile beslediler, ve Rusya’nın refahı on sekizinci yüzyılda buğday ihracatı sayesinde zirveye ulaştı.

Sovyetler Birliği, yeterince tahıl ithal edemediği için çöktü, ayrıca Arap Baharı da yüksek ekmek fiyatları yüzünden patlak verdi.

Vladimir Putin Ukrayna haritasını incelerken

Vladimir Putin Ukrayna kartını incelerken.

Tarih şunu öğretir: Bir dünya imparatorluğu kurmak, tahıl üzerinde egemenlik kurmaktan geçer – buğdayın yetiştiği verimli topraklar ya da tahılın seyahat ettiği ticaret yolları üzerinde kontrol sağlamak.

Bu, Ukrayna’daki savaşın tahıl fiyatları ve küresel gıda güvenliği üzerinde neden bu kadar büyük etkiler yarattığını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Belki de daha önemlisi, bu durum, Vladimir Putin’in neden Ukrayna üzerinde kontrol kurmak istediğini açıklığa kavuşturuyor.

Birçok ülke, Ukrayna’nın tahılına bağımlıdır. Putin, günümüz Rusya’sını sıklıkla II. Catherine dönemindeki Rus İmparatorluğu ile kıyaslar.

18. yüzyıldaki bu imparatoriçenin Ukrayna için ne kadar önemli olduğunu vurgular; örneğin Odessa limanını kurması ve gemi inşa tersaneleri yaptırması (ikisi de tahıl ihracatı için inşa edilmiştir). Ve tıpkı o dönemde olduğu gibi, Putin de Ukrayna’yı “Küçük Rusya” olarak adlandırmaktadır.

Putin’in II. Catherine’e duyduğu hayranlık, yalnızca korkunç ve yanlış bir romantizm değil, aynı zamanda stratejik bir anlayışa dayalıdır, diyor Amerikalı tarihçi Scott Reynolds Nelson. Yeni kitabı Oceans of Grain’de, günümüz Ukrayna’sının bulunduğu bölgeden çıkan tahılın, Avrupa’daki neredeyse tüm büyük imparatorlukların yükselişi ve çöküşünde nasıl hayati bir rol oynadığını anlatıyor. “II. Catherine, Ukrayna olmadan dünya çapında bir güç olamayacağını anlamıştı. Putin de bunu anlıyor,” diyor Nelson.

Nelson, Rusya’nın gerçekten Ukrayna’ya savaş ilan edeceğini öngörmemişti ve kitabının yayınlanmasından iki gün sonra savaşın başlamasını hiç ummamıştı. Yayınlanmasının bu kadar korkunç bir şekilde güncel olmasını beklemediğini belirtiyor.

Ukrayna’nın küresel gıda tedarikindeki önemi, şu anda çok daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Rusya’nın işgaliyle birlikte tahıl fiyatları hızla yükseldi.Birçok ülke, gıda güvenliğini ucuz tahıla bağımlı olarak sağlıyor. Bu da, Ukrayna’daki savaşta hayatını kaybeden binlerce insanın yanı sıra, dünyadaki diğer bölgelerde milyonlarca insanın daha ölüm riskiyle karşı karşıya olduğu anlamına gelmektedir.

Ukrayna tahıl hasadı

Ukrayna’da tahıl hasadı

Zengin ülkelerde bile artık ucuz gıda garantisi yok. Avrupa Komisyonu, gıda fiyatlarının erişilebilirliği konusunda ciddi endişeler taşıyor. Hollanda’da ekmek fiyatları hızla artarken, Ukrayna’dan gelen ayçiçek yağı olmadan, Unilever gibi gıda üreticileri birçok işlenmiş gıda ürününü üretemiyor. Ayrıca, Hollandalı yem üreticileri de zor durumda. Her yıl 1 milyar eurodan fazla mısır ithalatı yapıyorlar ve bunun üçte ikisi Ukrayna’dan geliyor. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle, yumurta, tavuk ve et fiyatlarında da artışlar yaşanmaktadır.

Ukrayna’nın bu kadar fazla tahıl üretmesinin nedenleri

Ukrayna’nın bu kadar fazla tahıl üretmesinin nedeni, dünya gıda tedarikindeki kritik rolüdür. Tahıla olan bağımlılığımız küçümsenemez. Süt ve et, lüks tüketim ürünleri olarak kabul edilebilirken, kabak ve domatesi arka bahçede yetiştirebilirsiniz.

Ancak her insanın yılda yaklaşık 100 kilogram tahıl (özellikle buğday, pirinç ve mısır) tükettiğini göz önünde bulundurursak, durum farklıdır. İnsanların yedikleri tüm kalorilerin üçte ikisi, temel gıda maddelerinden, özellikle tahıldan gelir. En yoksul kesimler için bu oran daha da yüksektir.

Ukrayna’nın tahıl üretiminin küresel gıda tedarikindeki önemi, ülkenin ihracat verilerinden açıkça görülmektedir. 2022 için yapılan tahminlere göre, dünya piyasasında satılacak her sekiz buğdaydan birinin Ukrayna’dan geleceği öngörülüyordu. Ayrıca, dünya mısır üretiminin yüzde 17’si, arpanın yüzde 18’i, kanola yağının yüzde 19’u ve ayçiçek yağının yarısı Ukrayna’dan sağlanıyordu.

Ukraynadan diğer ülkelere ihrac tarım ürünleri

Ukrayna’dan diğer ülkelere ihrac tarım ürünleri (X milyon ton)

Ukrayna’nın, yüzölçümü bakımından Fransa’dan biraz daha büyük olmasına rağmen bu kadar büyük bir tahıl üretme kapasitesine sahip olmasının sırrı nedir? Bu sorunun cevabı, son beş bin yıldır değişmeden aynıdır: tsjernozem.

“Kara Toprak”

Tsjernozem, kelime anlamıyla “kara toprak” olarak bilinir ve dünyanın en verimli toprak türüdür. Ukrayna, bu verimli toprakların yaklaşık dörtte birine ev sahipliği yapmaktadır.

Peki, tsjernozem topraklarını bu kadar verimli kılan unsurlar nelerdir? Her şey, iyi kalitede bir kumla başlar: löss. Bu ince kumlu madde, yaklaşık on beş bin yıl önce Karadeniz’in kuzeyinde, son buzul çağının kurak dönemi sırasında rüzgarlar tarafından birikmiştir. Ardından, iklimin nemlenmesiyle, bozkır bitkileri için elverişli bir ortam oluşmuştur. Burası, hala ağaçlar için yeterince nemli olmasa da, otlar için ideal koşulları sunan bir alandır.

Otlar, özellikle yer üstü ve yer altı büyümeleriyle oldukça hızlı gelişebilirler. Bu sürekli büyüyen ve ölen bitkilerin kök ve yaprakları, bozkırda büyük miktarlarda organik madde birikmesine yol açar. Bu ölü bitki materyali, bakteriler, mantarlar, solucanlar ve diğer toprak organizmaları için bir besin kaynağı sağlar. Bu organizmalar, toprağı sürekli olarak işler, yiyip dışkılar ve toprağı kazılarla zenginleştirir. Bununla birlikte, bu organizmalar, onları avlamak için tüneller kazarak yakalamaya çalışan fareler gibi diğer hayvanlar için de besin kaynağı oluşturur.

Bu ekosistem, bozkırın verimliliğini ve tsjernozem topraklarının besin açısından zenginliğini sürekli olarak besler, bu da Ukrayna’nın tahıl üretiminde dünya çapında bir oyuncu olmasını sağlar.

Zamanla, bu ekosistem organik madde birikimini artırarak toprağın büyük ölçüde solucan dışkısı (gübre) ile zenginleşmesine yol açmıştır. Solucanlar ve fareler, bu organik materyali sürekli olarak karıştırarak toprağın verimliliğini artırmış ve biyolojik çeşitliliğin gelişmesini sağlamıştır. Ayrıca, bozkırda meydana gelen yangınlar sonucu geriye kalan kül, muhtemelen ilk çiftçiler tarafından kasıtlı olarak ateşe verilen alanlarda, toprağa ek bir verimlilik katmıştır.

Bu süreç, binlerce yıl boyunca devam ederek, dünyanın en verimli toprak türlerinden biri olan tsjernozem tabakasının oluşmasına yol açmıştır. Tsjernozem, hem havalandırma özelliği sayesinde bitki köklerinin toprağa derinlemesine nüfuz etmesini sağlar, hem de suyu yüksek oranda tutarak bitkilerin gelişmesi için uygun bir ortam oluşturur. Bu toprak türü, aynı zamanda löss adı verilen ince kumlu materyalin mineral içeriği sayesinde son derece besleyicidir. Löss, özellikle kalsiyum, potasyum ve fosfor gibi bitkilerin büyümesi için kritik öneme sahip mineralleri etkili bir şekilde tutar.

Ukrayna’nın tarımsal potansiyelini artıran bir diğer önemli faktör, ülkenin büyük ölçüde düz bir yüzeye sahip olması ve nehirlerle sulanan verimli vadilerin bulunmasıdır. Bu topografik özellikler, suyun kolayca dağıtılmasını sağlar ve tarım için elverişli koşullar yaratır. Ayrıca, Ukrayna’nın iklimi, yaz aylarının uzun ve güneşli geçmesiyle, bitkilerin fotosentez süreçlerini maksimum seviyeye çıkaracak şekilde tarım faaliyetlerini destekler.

Sonuç olarak, bu birikmiş doğal özellikler, Ukrayna’nın topraklarını, büyük nüfusları beslemek için stratejik olarak önemli kılmaktadır. Tsjernozem topraklarının eşsiz verimliliği ve bölgenin coğrafi koşulları, Ukrayna’yı, özellikle tahıl üretimi açısından, dünya gıda tedarikinde merkezi bir rol oynayan bir ülke haline getirmiştir. Bu durum, sadece bölgesel değil, küresel gıda güvenliği açısından da büyük bir öneme sahiptir.

Tahılın Gücü: Antik Çağ’da Bile Bilinen Bir Stratejik Unsur

Scott Reynolds Nelson, Antik Çağ’da hükümdarların, verimli toprakların ve mevcut ticaret yollarının önemini son derece iyi bildiklerini vurgulamaktadır. “İmparatorluk” kelimesi, Yunanca emporion (liman, ticaret merkezi) kelimesinden türetilmiştir. Eski Yunanlılar, Romalılar ve Bizans İmparatorluğu, tahıl ithalatına – önce ekmek, sonra ise diğer gıda maddelerine – tamamen bağımlıydılar.

Yunanlar, MÖ 8. yüzyılda Karadeniz çevresine taş yapılı ticaret üsleri kurmuşlardır; bu üsler, günümüzde Odessa ve diğer Ukraynalı büyük ihracat limanlarının bulunduğu bölgelere denk gelmektedir. Bu limanlar, Vladimir Putin’in ele geçirmeye çalıştığı topraklardır.

Romalılar ise, imparatorluklarının sınırlarını belirlerken, kilometre taşlarını yalnızca hükümetin merkeziyle değil, aynı zamanda Roma’nın buğday ambarlarıyla olan mesafeyi de ölçerek yerleştirmişlerdir. Bu ambarlar, büyük ölçüde Ukrayna’dan gelen tahıl ile dolmuş ve Karadeniz üzerinden taşınmıştır.

sınır ülkesi ukrayna

Ukrayna kelimenin tam anlamıyla ‘sınır ülkesi’ anlamına gelir.

Tarihsel olarak, yabancı tahıl ticareti ile büyüyen ilk büyük imparatorluk, Rusya’daki Büyük Katerina döneminde şekillenmiştir. Önceki Rus hükümdarlarının Ukrayna’yı Rus İmparatorluğu’na katma girişimlerinin başarısız olmasının ardından, 18. yüzyılda Katerina, modern Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya dahil etmeyi başarmıştır.

Ancak, Ukrayna’nın verimli topraklarından elde edilen tahılı, Rus halkına değil, Avrupa pazarlarına ihraç etmeyi tercih etmiştir. Bu ticaretin sağladığı gelir, Rus elitlerini benzeri görülmemiş bir refaha kavuşturmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım: Ukrayna’nın Tahıl Üzerindeki Stratejik Hegemonya

Osmanlı İmparatorluğu, 1475’te Kırım’ı fethederek bu bölgeyi kendi topraklarına katmış ve Karadeniz üzerinden yapılan tahıl ticaretini denetleme açısından stratejik bir avantaj elde etmiştir. Kırım, hem ekonomik hem de askeri açıdan Osmanlı için büyük bir öneme sahipti. Kırım’daki Türk boyları ve Tatar nüfusu, Osmanlı’nın Karadeniz’deki hâkimiyetini pekiştirirken, bölgedeki verimli topraklar tahıl üretimi için büyük bir kaynak oluşturuyordu.

Ancak, Kırım, 18. yüzyılda Osmanlı ile Rus İmparatorluğu arasında sıkça çatışmalara sahne olmuştur. Ruslar ve Osmanlılar, Kırım üzerinde yedi büyük savaşa girmiştir. 1768-1774 yılları arasındaki Rus-Türk Savaşları bu çatışmaların en kanlı olanlarından biridir ve bu savaşlar sonucunda Kırım, 1783’te Rusya tarafından ilhak edilmiştir. Bu, Osmanlı’nın Karadeniz’deki egemenliğini kaybetmesine neden olmuştur.

Bununla birlikte, 19. yüzyılın ortalarında, Kırım Savaşı (1853-1856), Osmanlı ve Rusya arasında büyük bir başka çatışmaya dönüşmüştür. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere ve Fransa’nın Rusya’ya karşı birleşmesiyle gerçekleşmiş olup, savaşın temel sebeplerinden biri de Rusya’nın Kırım üzerindeki egemenlik iddialarıydı. Bu savaşta, her iki taraf da büyük kayıplar vermiştir; Osmanlı İmparatorluğu yaklaşık 100.000 kayıp verirken, Rusya da 450.000’e yakın askerini yitirmiştir. Savaşın sonunda, Kırım Rusya’nın elinde kalsa da, bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu için ciddi bir askeri ve ekonomik darbe olmuş, aynı zamanda Rusya’nın bölgedeki etkisini pekiştirmiştir.

Bugün ise, Ukrayna, özellikle de buğday ve mısır üretimi açısından dünyanın önemli üreticilerinden biri olarak Türkiye için kritik bir tahıl kaynağı olmaya devam etmektedir. Türkiye, Ukrayna’dan yıllık yaklaşık 3 milyon ton buğday ithalatı yapmaktadır.

Bu ithalat, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamak ve iç piyasalardaki talebi karşılamak için büyük önem taşımaktadır. Yine, Ukrayna’dan gelen tahıl, Türk tarım sektörünün işleyişinde önemli bir yer tutmaktadır ve Karadeniz’deki ticaret yolları üzerinden devam eden bu ithalat, tarihsel bağların ve stratejik çıkarların bir yansımasıdır.

Kırım Savaşı çizim

Kırım Savaşı

Sovyetler Birliği ve Tahıl Krizi

Büyük Katerina’dan iki asır sonra ve Osmanlı’nın Kırım Savaşı’ndan bir asır sonra, tahıl kıtlığı, Doğu Avrupa’daki egemenliği sarsmaya başladı. Sovyetler Birliği’ndeki kolektivizasyonun yol açtığı verimsizlik ve kuraklık nedeniyle, yalnızca Ukrayna’nın verimli topraklarında yeterli miktarda tahıl üretilebiliyordu. Ancak bu üretim, tüm Sovyetler Birliği’ni beslemeye yetmeyecek kadar azdı.

Bu sorun, Sovyetler Birliği tarafından büyük ölçüde petrol ihracatından elde edilen gelirlerle çözülmeye çalışıldı; bu gelirle de ABD’den tahıl ithalatı yapıldı. Ancak artan gıda fiyatları ve azalan petrol fiyatları, bu stratejinin sürdürülebilirliğini giderek daha da zorlaştırdı.

Sonuç olarak, Sovyetler Birliği ekonomik olarak zayıflarken, halkın yaşam koşulları sürekli olarak kötüleşti. Bu olumsuz ekonomik durum, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasının başlıca sebeplerinden biri haline geldi.

Sovyetler Birliğinde halkın yaşam koşullarının kötüleşmesi

Sovyetler Birliğinde halkın yaşam koşullarının kötüleşmesi

Ukrayna’nın Verimli Toprakları: Rusya ve Batı’nın Küresel Gıda Pazarındaki Rekabeti

2020 baharında, Vladimir Putin, Rusya’nın temel gıda maddeleri ihracatından daha fazla yararlanması gerektiğini dile getirdi. O dönemde, Rusya dünya çapında en büyük buğday ihracatçısıydı ve buğdayın büyük kısmı, Ukrayna’nın Karadeniz limanları üzerinden ihraç ediliyordu. Putin’in hedefi, bu stratejik ihracat yollarını güvence altına almak ve Ukrayna’nın verimli tahıl tarlalarını kontrol ederek Rusya’yı küresel gıda pazarında mutlak bir güç haline getirmekti.

2022 itibariyle, Rusya ve Ukrayna, dünya gıda pazarının yaklaşık %12’sini karşılıyor, bu da bu iki ülkenin tarım alanındaki küresel etkisini gözler önüne seriyor.

Ancak Ukrayna’nın tahıl üretimi sadece Rusya’nın stratejik hedefleriyle sınırlı değil. Ukrayna, son on yılda özellikle Avrupa Birliği ile daha yakın ilişkiler kurmaya yönelik adımlar atarken, Batılı ülkeler de bu topraklarda büyük yatırımlar yapmaya başladılar. Avrupa Birliği’ne entegrasyon süreci çerçevesinde, Batılı şirketler Ukrayna’nın tarım sektörüne milyarlarca dolar yatırdı. Bu yatırımlar, özellikle Ukrayna’nın tarım alanındaki potansiyelinin açığa çıkması ve Batı’nın küresel gıda pazarındaki etkisini artırması amacıyla yapıldı.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky, 2021 yılında Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) baskıları altında, ülkenin tarım arazilerini özelleştirdi. Bu reform, özellikle yabancı yatırımcıları cezbetmeye yönelik bir adım olarak atıldı. Zelensky yönetiminin bu adımı, Ukrayna’nın tarım sektöründe yabancı sermayenin etkisini artırmayı amaçlarken, aynı zamanda ülkenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamayı hedefliyordu. Ancak bu reform, aynı zamanda Ukrayna’nın toprakları üzerinde hem Rusya’nın hem de Batılı ülkelerin stratejik çıkarlarının kesiştiği bir noktayı da işaret ediyor.

Bugün, Ukrayna’nın tahıl üretimi ve ihracatı, dünya gıda pazarında önemli bir rol oynamaya devam ederken, Rusya ile devam eden savaş, bu stratejik kaynakların kontrolü için süregelen bir mücadeleye dönüştü.

Bu durum, sadece bölgesel bir çatışma olmanın ötesine geçerek, küresel gıda güvenliği ve ekonomik istikrar üzerinde derin etkiler yaratmaktadır. Ukrayna’nın verimli toprakları, hem Rusya’nın hem de Batılı ülkelerin stratejik hesaplarında merkezi bir yer tutarken, bu toprakların kontrolü, küresel güç dengelerini de şekillendirecek bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kuzey Koreliler Rusya Yanında Savaşta

Foto RTL: Kuzey Koreliler de Rusya Yanında Savaşta

Yabancı Yatırımlar ve Ukrayna Tarımında Yapısal Değişimler

Ukrayna’da yabancıların toprak satın alması resmi olarak yasaklanmış olsa da, uzun vadeli kiralama yolu ile arazi kullanımı mümkündür. Bu durum, özellikle Amerikan, Fransız ve Suudi yatırım fonlarının Ukrayna’daki en büyük toprak kullanıcıları arasında yer almasına olanak sağlamaktadır.

Dünyanın ikinci en büyük tarım ihracatçısı olan Hollanda, Ukrayna’nın tarım sektörüne önemli yatırımlar yapmaya devam etmektedir.

Ukrayna hükümetinin açık talebi doğrultusunda, Hollanda Ekonomi Bakanlığı, ülkenin tarım sektörünün ölçeklenmesini desteklemek amacıyla çeşitli projelere finansal katkı sağlamaktadır. Ayrıca, birçok Hollandalı tarım üreticisi, Ukrayna’da tarım faaliyetlerini sürdürmek üzere işletmeler kurmuş ve bu alandaki yatırımlarını artırmıştır. Ukrayna toprakları, Hollanda topraklarına kıyasla yirmiden fazla daha düşük maliyetlerle elde edilebilmektedir ve verimlilik açısından oldukça elverişlidir.

Bugün itibarıyla, Ukrayna’daki gıda üretiminin yaklaşık yarısı, küçük ölçekli çiftçiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Çoğu küçük çiftçi, geleneksel köy yaşamını sürdürmeyi tercih etse de, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar, daha büyük ölçekli tarımsal üretim yöntemlerine yönelmektedir. Bu eğilim, Avrupa’nın diğer bölgelerinde de gözlemlenen bir dönüşümün parçasıdır ve çiftçi sayısının azalmasına yol açmaktadır. Batılı tarım modeline geçiş sürecinde, büyük ölçekli tarımsal üretim, büyük ticaret şirketleri ve tohum ile pestisit sağlayıcıları (örneğin Bayer gibi) tarafından domine edilmekte, bu da üretim süreçlerinin giderek daha fazla küresel sermaye ve ticaret şirketlerinin kontrolüne girmesine neden olmaktadır.

Rusya hükümeti, Batılı ülkelerin Ukrayna tarımına yaptığı büyük yatırımları, “dünyayı ele geçirme planı” olarak değerlendirmektedir. Ancak bu değerlendirmeye rağmen, Ukrayna’nın tarım sektörü, tarihsel olarak Rusya’nın ekonomik çıkarlarıyla doğrudan ilişkili olmasının yanı sıra, son yıllarda Batı için de önemli fırsatlar sunmuştur. Ukrayna’nın verimli toprakları ve tarımsal üretim kapasitesi, yalnızca Rusya’nın ekonomik çıkarlarını değil, aynı zamanda Batı’nın gıda güvenliği ve tarımsal kalkınma stratejilerini de şekillendiren kritik bir faktör haline gelmiştir. Bu durum, bölgedeki küresel güç dengelerini ve jeopolitik dinamikleri etkileyen önemli bir unsur oluşturmuştur.

Gelecek İçin Tahıl: Rusya’nın Yeni Altın Madenine Dönüşümü

Petrol, doğalgaz ve kömür, Rusya için hâlâ en önemli gelir kaynakları olsa da, bu sıralamaya tahılın hızla gireceği öngörülmektedir. Tarihçi Scott Reynolds Nelson’a göre, uzun vadede tahıl, Rusya için en önemli kaynak haline gelebilir.

İklim krizinin etkisiyle, verimli topraklar ve uygun iklim koşulları giderek daha kıt hale gelecek ve bu da gıda fiyatlarını yükseltecektir. Şu anda yüksek seyreden gaz fiyatlarına rağmen, dünya genelindeki enerji talebinin ve fosil yakıtlara olan bağımlılığın, dünya çapında enerji dönüşümünün ilerlemesiyle birlikte zaman içinde azalması beklenmektedir.

Rusya’da, bu yeni savaş öncesinde halkın ortalama gelirinin %30’undan fazlası gıda harcamalarına gitmekteydi; oysa Hollanda’da bu oran sadece %8’dir. Rusya, ekonomik geleceğini güvence altına almak için bir şeyler yapmalıdır ve Ukrayna, bu konuda bir fırsat sunmaktadır.

Putin’in savaşın sonunda neyi hedeflediği belirsiz olsa da, Rusya’nın bu çatışmadan zengin çıkması oldukça zor görünmektedir. Ancak, bol miktarda petrol, doğalgaz ve gıda kaynağına sahip bir ülke, uzun vadede zorluklara karşı direnç gösterme kapasitesine sahiptir.

Abonelik

- Özel röportajlar

- Sıcak gelişmeler

- Akademik çalışmalar

Yeni Yazılar

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz