FORWARD one’in Başkanı Beau-Anne Chilla, iklim teknolojilerine yönelik algının genellikle düşük getiri beklentileriyle sınırlı olduğunu belirtiyor. Ancak, bu alandaki yeniliklerin uzun vadede hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük faydalar sunabileceğine dikkat çekiyor. Hollandalı bir risk sermayesi yatırım kurumu olan FORWARD one, derin teknoloji ve iklim yenilikleri geliştiren Avrupa’daki şirketleri desteklemeye odaklanıyor. Chilla’nın görüşü, iklim teknolojilerine yapılan yatırımların sadece çevresel yarar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir ekonomik büyüme için önemli fırsatlar sunduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu nedenle, iklim teknolojilerine yapılan yatırımların geleceği oldukça umut verici.
Beau-Anne Chilla, FORWARD one’da iklim sınıflandırması alanında öncü bir rol üstleniyor. İklim risklerinin yatırım kararlarını nasıl şekillendirdiği konusundaki derin bilgisiyle, yatırımcıların sürdürülebilir projeleri değerlendirme yöntemlerini geliştirmeye yardımcı oluyor.
FORWARD’ın iklim sınıflandırması, çevresel etkileri göz önünde bulundurarak yatırım süreçlerini yönlendiren yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Chilla’nın çalışmaları, sürdürülebilirlik alanında etkili çözümler geliştirilmesine katkı sağlayarak yatırım dünyasında önemli bir etki yaratıyor. Bu sayede, daha bilinçli ve sürdürülebilir yatırım kararlarının alınmasına zemin hazırlıyor.
Beau-Anne Chilla’nın iklim sınıflandırması ve sürdürülebilir projelere odaklanması, iklim teknolojilerinin yatırım dünyasındaki önemini artırma çabası olarak etkileyici. Çalışmaları, yatırımcıların iklim risklerini daha iyi anlamalarına ve çevresel etkilere duyarlı kararlar almalarına yardımcı oluyor. Bu yaklaşım, sürdürülebilirlik alanında gerçek bir fark yaratma potansiyeline sahip.
Başkanın Change.inc’e yaptıgı röportajda, konu hakkında aşagıda son derece önemli bilgiler ve değerlendirmeler paylaşılıyor.
Daha sürdürülebilir bir topluma olan katkınızı nasıl tanımlarsınız?
“İş dünyasında daha sürdürülebilir bir toplum yaratmanın iki temel yolu olduğuna inanıyorum. Birincisi, başlıca kirleticileri aşamalı olarak ortadan kaldırmayı ve mevcut rotayı değiştirmeyi denemek. Ancak benim asıl inandığım yol, yeni teknik yeniliklerin ölçeğini büyütmek ve bunları standart hale getirmektir. Bu yaklaşım, gelecekte dünyanın nasıl bir yer olacağı ve hangi teknolojilerin devreye gireceği konusunda düşünmeyi gerektiriyor. Aynı zamanda, bu sürecin oldukça eğlenceli olduğunu söylemeliyim. İyimser bir pazar ve umut dolu projelerle dolu birçok girişimciyle iş birliği yapmak, gerçekten heyecan verici bir deneyim sunuyor.”
Endüstri mühendisliği eğitiminizden sonra finans alanına yönelmenizin arkasındaki temel motivasyon nedir?
“Teknolojinin toplum üzerindeki etkileri her zaman ilgimi çekmiştir. Eğitimim sırasında, teknik konulara yoğunlaşmayı hedefliyordum ve sonunda robotik ve kontrol mühendisliği alanında mezun oldum. Ancak meslek hayatımda mühendis olarak çalışmak istemediğimi biliyordum. Bu nedenle, teknolojiyi iş dünyasıyla birleştirmenin yollarını aradım. Yatırım yapma süreci, bu iki alanı bir araya getirmek için mükemmel bir fırsat sundu.
Yeni teknolojilere olan ilgim, pazar trendlerini takip etmemi ve gelecekteki fırsatları değerlendirmemi sağlıyor. Yaptığımız her şeyin ticari ve ekonomik boyutu olduğu için finans, iş ortamında sayılarla çalışmanın en kolay yolu olarak benim için öne çıkıyor. Bu bağlamda, teknoloji ve ekonomi arasındaki köprüyü kurarak kariyerimi şekillendirmek benim için büyük bir avantaj.”
FORWARD.one’da iklim inovasyonu kolunu siz kurdunuz. Bundan bahsedebilirmisiniz?
“Evet, doğru. İklim sorununu çözmek için birçok donanım çözümüne ihtiyacımız var; ancak risk sermayesi piyasası esasen yazılıma odaklanıyor. Etki yatırımcısı olarak DOEN Participaties’teki önceki işimde bu durumu yakından gözlemledim.
Donanım geliştirmek ve üretmek, genellikle büyük yatırımlar gerektiren bir süreçtir. Bu da yatırımcılar için riskleri artırır. Yüksek maliyetler ve uzun vadeli geri dönüş beklentisi, özellikle erken aşama,projeler için önemli bir engel oluşturabilir. Üstelik, donanımın teknik detayları çoğu zaman karmaşık olabilir, bu da yatırımcıların ürünün nasıl çalıştığını veya hangi faydaları sunduğunu anlamakta zorlanmalarına yol açar. Sonuç olarak, yatırımcılar temkinli yaklaşabilir ve yatırım yapma konusunda isteksiz olabilirler.
FORWARD.one tarafından finanse edilen bir arkadaşım bu konuyla ilgili şikayetlerimi dinledikten sonra bana, FORWARD.one’un donanım finansmanında uzman olduğunu ve onlarla konuşmam gerektiğini söyledi. Bu öneri, iklim teknolojisi departmanını şekillendirebilmem açısından önemli bir adım oldu.”
Bu süreçte en büyük zorluk neydi?
“İklim teknolojisi alanındaki insanlar, bu durumun etki yatırımı ile ilgili olduğunu düşünüyor. Etki yatırımı, finansal kazanç sağlarken sosyal veya çevresel bir etki yaratmayı hedefleyen bir yatırım türüdür.
Ne yazık ki, bu alana dair “daha az getiri sağlıyor” algısı hâkim. Ancak FORWARD.one, öncelikli misyonu yatırımcılarımıza mümkün olduğunca yüksek getiri sağlamak olan ticari bir yatırımcıdır. Benim inancım, sürdürülebilir teknolojilerin sıklıkla kendilerini büyüyen bir pazarda bulduğudur; çünkü dünya genelinde bu yönde önemli bir hareketlenme var. Bu çözümler genellikle daha verimli ve daha ekonomik alternatifler sunmaktadır. Ancak bu gerçeği kanıtlamak benim için epey zaman aldı.”
FORWARD.one ile yakın zamanda yatırım yaptığınız bir proje örneğiniz var mı?
“Yakın zamanda, mahallelerde sayaç dolapları ve şalter dolabı kurulumları yapan Alman şirketi Nuventura’ya yatırım yaptık. Bu sistemlerde geleneksel olarak ısı ve elektrik yalıtımı sağlamak için SF6 gazı kullanılıyor. Ancak SF6, CO2’den 23.500 kat daha güçlü bir sera gazıdır ve doğada parçalanamaz. Aslında, gazın kullanımı şalter kabinleri dışında pek çok alanda yasaklanmış durumda.
Uzun süre alternatif bir çözüm bulunamıyordu, ancak bir Alman mühendis kendi başına bu konuda bir alternatif geliştirmeye başladı.
Şirketin çabaları sayesinde, düzenlemeler değişti ve SF6’lı şalter dolaplarının satışı artık aşamalı olarak durduruluyor. Bu durum, büyüyen bir pazarda sürdürülebilir bir yenilik geliştiren bir şirkete iyi bir örnek oluşturuyor.”
İşiniz sırasında düzenli olarak hangi engellerle karşılaşıyorsunuz?
“İklim teknolojisindeki yeniliklerde, teknik bir kurucunun mükemmel bir fikir geliştirdiğini ancak bunu nasıl ticari bir başarıya dönüştüreceğini tam olarak bilemediğini sıkça görüyoruz. Bu tür kurucular genellikle bir uzmandan yardım alıyor; fakat çoğu zaman bu kişi, derin bir teknik bilgiye sahip olmasına rağmen, gereken ticari bakış açısına sahip olmuyor. Bizim en büyük zorluğumuz, bu teknolojileri ticari hale getirmek ve sonuçta ürünü başarılı bir şekilde satabilecek kuruluşların doğru kişilerle etkin bir şekilde yapılandırılmasını sağlamaktır.”
İklim teknolojisi için hala çok az finansman bulunduğuna dair imaj doğru mu?
“Bu durum, büyük ölçüde şirketin bulunduğu aşamaya bağlıdır. Erken aşamadaki start-up’lar için önemli miktarda yatırım fırsatı mevcut. Yatırımcılar, yazılımın yanı sıra donanımın da kritik bir ihtiyaç olduğunu ve bu alandan gelir elde edilebileceğini giderek daha fazla fark etmeye başlıyor. Ancak, şirketler olgunlaşmaya başladığında, özellikle fabrika kurma aşamasında hayal kırıklıkları yaşanabiliyor.
Bu süreçte, tavuk-yumurta ikilemiyle karşılaşıyoruz. Müşteriler, fabrikanız faaliyete geçtiğinde ürünü almak istiyor ve belirli bir fiyattan satılacağına dair garanti talep ediyor. Ancak finansörler, yalnızca gerçek bir müşteri garantisi olduğunda yatırım yapmayı kabul ediyor. Bu durum, iklim teknolojisi girişimlerinin aşması gereken en zorlu engellerden biri haline geliyor.”
İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik alanında işbirliği yapmak istediğiniz çevreler var mı?
“Daha sürdürülebilir olmak isteyen büyük şirketlere ve tasarruf sağlayabilecek yenilikleri keşfetmek isteyenlere kapımız her zaman açık. Ayrıca, ABD’den büyük bir finansörle ortak yatırım yapmanın son derece heyecan verici olacağını düşünüyorum. ABD risk sermayesi piyasası, önemli miktarda kaynak barındırıyor ve bu durum, yenilikleri daha hızlı bir şekilde ölçeklendirme imkanı sunuyor.”
Geçen hafta Çevre Planlama Bürosu (PBL), bu hızla devam edersek Hollanda’nın iklim hedeflerine neredeyse tamamen ulaşılamayacağını duyurdu. Böyle bir mesajın ardından umudunuzu koruyabiliyor musunuz?
“Evet, hâlâ umudum var. İlerlediğimizi görmekle birlikte bu sürecin çok yavaş olduğunu kabul ediyorum. Siyasetin daha fazla teşvik edici rol oynaması gerektiğini düşünüyorum. Ancak, zaman zaman geri adım atıp belirli trendlere bakmanın da faydalı olduğunu düşünüyorum.
Örneğin, elektrikli otomobil. Elektrikli otomobillerin standart hale gelmesi son yıllarda gerçekleşti ve bu dönüşüm oldukça hızlı oldu. On yıl içinde yalnızca elektrikli otomobillerin olması gerektiğine inanıyorum. Bu, mantıksal yeniliklerin pazar tarafından otomatik olarak benimsenebileceğini gösteriyor. Özellikle sürdürülebilirlik, daha ucuz yeniliklerin bir yan ürünü haline geldiğinde bu benimseme süreci daha da hızlanacaktır.”
