14.5 C
İstanbul
19 Nisan 2025, Cumartesi
Ana SayfaAvrupa Birliği (AB)Avrupa NATO’dan Bağımsız Olabilir mi?

Avrupa NATO’dan Bağımsız Olabilir mi?

Tarih:

Önerilen Yazılar

Dünya Neden Kırılma Noktasına Geldi?

UNU-EHS'nin 2025 raporu, felaketleri değil, onları doğuran sistemleri ve...

Yapay Zekâ Devrimi: Eşitsizlikle Kodlanan Bir Gelecek

Yapay Zekâ ve İnsan İşbirliği “Bazen bir devrim, sadece makineleri...

Pestisitler Ekosistemi Öldürüyor mu?

Kimyasalların Sessiz Yolu BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL Tarımda verimliliği artırma...

ABD İran’ı Vuracak mı?

Diego Garcia’dan Yükselen Sessiz Tehdit ve Nükleer Diplomasi Üzerine...

Alevlere Karşı Yapay Zekâ İşe Yarar mı?

Türkiye'de çıkan orman yangınları BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL FireSat projesi,...

BY Mehmet Cömert / BRÜKSEL

Avrupa, uzun yıllardır sadece ekonomik bir birlik olarak kurguladığı geleceğini yeniden tanımlamak zorunda. Ukrayna savaşının ardından ortaya çıkan güvenlik açığı, kıtanın askeri anlamda ne kadar savunmasız olduğunu acı bir şekilde ortaya koydu. Artık masa başında konuşulan soyut fikirler değil, somut adımlar talep ediliyor. Brüksel’de gündeme gelen Ortak Avrupa Savunma Fonu işte bu değişimin habercisi.

Bruegel düşünce kuruluşunun önerisiyle ivme kazanan plan, askeri ekipmanların merkezi bir fon aracılığıyla tedarik edilmesini ve bu araçların üye ülkelere belirli bir ücret karşılığında kullanımına olanak sağlanmasını öneriyor. Böylece hem maliyetler düşürülecek hem de Avrupa’nın dağınık savunma yapısı daha entegre bir hale getirilecek. Bu vizyonun temelinde ya Avrupa Savunma Ajansı’nın güçlendirilmesi ya da yeni bir yapı olan Avrupa Savunma Mekanizması’nın (EDM) hayata geçirilmesi yatıyor.

Güvenlikte Parçalı Yapının Bedeli

Avrupa’nın mevcut savunma düzeni, iş birliğinden ziyade bireysel çözümlerle örülü. Her ülke kendi silah sistemine yatırım yapıyor, kendi öncelikleriyle hareket ediyor. Bu da beraberinde yüksek maliyetler, düşük verim ve sınırlı koordinasyon getiriyor. ABD’nin uzun süreli güvenlik garantileri bu eksikliği görece tolere edilebilir kıldıysa da, artık Washington’un güvenlik mimarisi üzerindeki ağırlığı sorgulanıyor.

Artan savunma harcamalarına rağmen Avrupa ülkeleri arasında operasyonel bir birliktelik sağlanamıyor. Almanya ve Fransa gibi ülkeler, milyarlarca euro harcasa da bu yatırımlar ortak stratejik kapasiteye dönüşmüyor. Herkesin kendi silahını geliştirdiği bir Avrupa, ne askeri anlamda güçlü olabiliyor ne de ekonomik anlamda verimli.

Avrupa Savunma Mekanizması: Kıtanın Yeni Güvenlik Mimarisi

Avrupa Savunma Mekanizması (EDM), Avrupa’nın güvenliğini ulusal sınırların ötesinde kurumsallaştırmayı amaçlayan radikal bir model. Tıpkı Avrupa İstikrar Mekanizması gibi hükümetler arası bir yapıya dayanacak bu mekanizma, stratejik önemdeki savunma araçlarını merkezi şekilde temin edecek ve gerektiğinde bu araçların sahibi olacak. Böylece üyeler, bu imkânlara erişmek için ortak finansmana katkı sağlayacak; aynı zamanda karar alma süreçlerinde de kolektif bir güce sahip olacak.

EDM’nin en dikkat çeken taraflarından biri, AB dışındaki demokratik ülkelerin de bu yapıya katılabilecek olması. Birleşik Krallık gibi stratejik partnerler için bu, Avrupa güvenliğinde yeniden etkili bir aktör olma fırsatı. Aynı zamanda Avrupa Birliği içinde ortak savunmaya mesafeli yaklaşan ülkelere esneklik sunan “opt-out” modeliyle, sistem kapsayıcı bir çerçeve kazanıyor.

Birlik İçin İrade Göstermek

Ancak bu tür bir dönüşüm sadece teknik düzenlemelerle değil, ciddi bir siyasi iradeyle mümkün olabilir. Ortak savunma fikri, egemenlikten bütçe kontrolüne, ulusal çıkarlarla ortak Avrupa vizyonu arasında gidip gelen birçok çatışmalı alanı gündeme getiriyor. Özellikle anayasal sınırlamaları olan ülkeler, EDM gibi bir yapıya dahil olmakta tereddüt yaşayabiliyor.

EDM bu anlamda, Avrupa’nın ne ölçüde “gerçek bir birlik” olmak istediğini sorgulayan bir sınav niteliği taşıyor. Kıta ülkeleri bu yapıyı sahiplenirse, Avrupa yalnızca askeri değil, diplomatik ve ekonomik olarak da daha dirençli hale gelebilir. Aksi takdirde, parçalı savunma yapıları, büyüyen tehditler karşısında etkisiz kalmaya devam edecek.

Sonuç: Bir Güvenlik Manifestosu mu?

Avrupa’nın birleşme fikri, savaş sonrası barış arzusuyla doğdu. Ancak artık bu ideal, sadece ekonomik değil, stratejik bir zorunluluğa da dönüştü. Ortak bir savunma fonu ve EDM gibi girişimler, Brüksel’in kendi kalkanını inşa etme çabasının göstergesi. Eğer bu çaba başarılı olursa, Avrupa yalnızca NATO’nun bir uzantısı değil, kendi güvenlik kimliğini inşa eden özerk bir aktör haline gelebilir.

Bu yeni yönelim, Avrupa’yı hem içeriden daha dayanıklı hem de küresel düzeyde daha özerk bir güç haline getirme potansiyeli taşıyor. Belki de asıl soru artık şu: Avrupa, savunmasını birliğin geleceğiyle ne kadar özdeşleştiriyor?

Abonelik

- Özel röportajlar

- Sıcak gelişmeler

- Akademik çalışmalar

Yeni Yazılar

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz